Ehli mümin değil ise bir kişi,
Alevi ya Sünni olsa ne çıkar?
Hakikat harıyla yanmazsa döşü,
Alevi ya Sünni olsa ne çıkar?
Kendini eğitip gelişmiyorsa,
Bilimle, teknikle buluşmuyorsa,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
CAN Ozan Şahini ;O sevgi yüklü yüreğini öpüyorum.Onca din,Onca Kutsal kitap ve Peygamberlerin var oluşunun sebeb i hikmeti İnsanoğlunun ıslahı ve yararı için değil mi ?
Kalemin daim olsun tam puan.
Şiiri nizi yüreğimden alkışlayarak okudum. Ve anladım. Yunus gibi günümüzü değil geleceğimizizde aydınlatan mısralar.
Muhabbetlerimle efendim.
Mehmet YUSUFLAR
Yüreğinize sağlık,dizeleriniz duygulara tercüman olmuş çalışmalarınızda başarılar
kuru çöle yağmur yağsa ne çıkar
toprak çürük kadir bilmez faydasız
soğuk küle boyun eğmez aşikar
bozuk körük üfür bilmez faydasız
saygılar
muhteşem yüreği kutluyorum söylenmesi gereken söylenmiş dilerim duyup anlaması gerekenlerde tez vakitte duyarlar ahmet şener
Eline, diline sağlık can
İyiki varsın...
Selam, sevgiyle
Ümran Tokmak
Cok dogru..ictenlikle tebrik ediyorum..saygiyla selamliyorum
DURUN
Gelecek neslimizin çocukları
Silah sesiyle uyanıyor durun
Ellerine kitap verin gül verin
Bıçak kemiğe dayanıyor durun
Beraberlik bilsin bütün halkımız
Barış huzur sevgi olsun ilkemiz
Dört mevsim gören cennet ülkemiz
Kızıl kana boyanıyor durun
Cahilliğe taviz verip aldandık
Doğruyu yerinden sürüp aldandık
Alevi Sünni ayrı görüp aldandık
İkrar imandan cayılıyor durun
Var mı dünyada ülkemden alası
Kanlı terör başımızın belası
Unutmadık Maraş ile Sivas’ı
Tatlı canlara kıyılıyor durun
Der Engini kalemleri kırdılar
Çoğuna yollarda pusu kurdular
Ozanları vurup yazar sürdüler
Sazlar duvara dayanıyor durun
sevgili ablam haddim değil ama bunu da kabul görün.
şiirin mesaj yüklü. daim ol.
Herkesin o kalbini kırmışsan,
Dünyadaki canlıya kıymışsan,
İlminide cihana yaymamışsan,
Alevi olsan,suni olsan ne çıkar.
Sağı değer ozanım çok güzel bir şiir sayğılarımla.Kalemin, sazın,sözün, susmasın.Aşağıda acizane şiirimi müsade etde sizinle paylaşayım.
Halkın Gözü Kulağıdır Ozan...
Her ülkenin dertlerini
Hüzününü sevincini,
Dile getirir her şeyini,
Halkin gözü kulağıdır ozan.
..
Sakımazlar sözlerini,
Konuşturur sazının tellerini,
Halkının ne istediğini,
Korkmadan dile getirir ozan....
Isterlerse bir devir açarlar,
Halkin görmeyen gözünü açarlar,
Mürsit,ilim irfan saçarlar,
Halkın gözü kulağıdır ozan...
Konuşturur sazını ozan,
Dürüsmüdür doğruyu kızan,
Doğrudur yalanı bozan,
Halkın gözü kulağıdır ozan....
Erol derki; dinmiyor sızım,
Yanlışı görürse,susmaz ağzım,
Isterseniz dilimi kesin,
Konuşur bu defa da sazım...
Söz Yazarı:Erol Sagun.
Tarih:5 Aralik 2001
Gün:Carşamba.
Saat:00,50
Erol Sagun
Dogru söze ne denir.. Yüreginize saglik efendim.. Saygilarimla..
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta