Ne fark eder,nasıl olduğumun
Her şeyden gitmiş isem
Ve herkes gitmeme izin vermiş iken.
Bebelerin bile küçük mezarı var
benim bir adresim yok iken.
Herkeslerin gölgesi var
Üzerinde..içinde..peşinde..
şah damarının dibinde
Köprüler kurulsada
yeniden bıraktırır mesafeler.
Saçlarımı kestim nihayet
O sevdiğin saçlarım
Sen sevdiğin için varlardı.
Ve sen sevdiğin için yoklar artık
Unutmuşun giderken ellerinide yanında almayı.
Eylül saçlarını savurur uzaklardan
Yağmur başlar bir yaz ikindisi
Hasret dalga dalga büyür dargınlığımda
çarpar aynadaki yüzüme.
Sevgi inciten tek güç
Güneş batar gözlerimde.
Yaralı bir serçe gördüm
Debelenirken asfaltta
Çırpınıyordu gözleri
Bakışları içime işledi
Sindi köşeye yaklaşma der gibi
Gramafon yorgun,nakarat anılardan,
mazinin kırık plağına sarhoş çizikler atıyor..
Susmayan notanın kıvrımları,
kalbimi geçirmiş kancasına,
sevdayı akıta akıta dönüyor.
Bir tuhafım bu akşam,galiba dünden kalmayım.
Dünde tuhaftım,
aslında hep o günlerden kalmayım.
Eski tadı yok baharların.
Nedir eski? Nedir tad?
Bu yerlere sessizlik hakim
mezarlık gibi içim.
Dışıma taşmış ruhlar,
görünmez gülmelerim.
Bu yerlerde,
acıyla kırışan yüzlere aynalar acımaz.
Şimdi bir şiir yazsam,
nasılsa günlerden pazar,
yine en uygun zaman gece
biraz buruktur tadı kimilerinde.
Özlemek,
çıldırmak anıdır bazen.
Biraz daha uzanıyor sana doğru yollar,
aklımın her depreminin ardından.
Özlemek,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!