İnce uçlu parmağın bir sabır abidesi!
Bir başına İslâm’ın özetidir, simgesi…
Doğar doğmaz, bu parmak: ''Tektir! '' demiş, ''Allah tek! .. ''
Secdeye kapanarak; ilk örneksin, ilk örnek!
Bu parmaklar okşamış süt kokan bebeleri
Derd-i firakın ile düşeli sevdaya mey'e
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
Devamını Oku
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
emeğine sağlık kutlarım.
şiirinizi kutlarım fakat bir yanlışıda düzeltmeden edemiyecem ,'''peygember efendimizin kılıcı hiç bir zaman insan kanına bulaşmamıştır ''o dizeyi düzeltirseniz iyi olur ,,en kalbi selamlar
Seyit Kılıç 1 in yorumu yabana atılır cinsten değil doğrusu.Ağırbaşlı ve akıllıca bir yorum.Dikkatlice okuyup istifade etmek lazım.Şaire ablamızın çok güzel şiirleri var.Şairi de yorumcuyu da halis iyi niyetlerimle canı gönülden tebrik ediyorum.Kadir gecemizin bereketi hepimize yeter,yeter ki talip olalım.
Şimdiden bayramımız mübarek olsun.
Edebiyatla uğraşanlara şiir severlere, seçici kurulun amacı şairleri ve şiirlerini tanıtmaktır. Titizlikle çalışılmış emek verilmiş bu hizmete kendi adıma teşekkür ediyorum.
Ayrıca Onur hanımın halisane duygularala, coşkuyla yazdığı şiirini bizlerle paylaştığı için de
müteşekkiriz.
Günün anlamına denk düşen bu şiir sayfaya yakışmıştır.
Onur hanım bu konuların erbabıdır.
Herkes kendine bilgisine, görüşüne inancına göre yorumlayacaktır.
Yalnız her nedense şiir beni yeterince etkilemedi. Ancak şairin seçme hakkı olsa, daha kısa daha özlü şiirlerinden; okuyan kişiyi heyecanlandırıp gözlerini yaşartacak bir başka şiirinin burada sergilenmesinden daha mı hoşnut mu olurdu diye düşünmeden edemiyorum.
Genelde şiirlere çok güzel yorumlar getiren, bu konuda usta olan bir yazar, şimdi kendi şiirine daha objektif bir bakışla baktığında yorumu nasıl olur merak ediyorum.
Burada ben şiirin içeriğine değil şiirselliğine temas etmek istedim.
Taşıdığı bu ulvi ve erdemli duygularından dolayı içtenlikle tebrik ediyor, ayrıca ruh olgunluğundan emin olduğum, hanım efendinin ne demek istediğimi anlayıp, anlayışla karşılıyacağından da eminim.
Bu arada;
bu mübarak günleri yaşamımızı bize nasip eden rabbimizin mazharına nail olduğumuz için barış ve sevgi getirmesini dileyerek, bila istisna inanan herkesin kadir gecesini kutluyorum.
Öncelikle şiir seçkisinde bulun kurula buradan teşekkür etmek istiyorum. Teşekkür etmek istiyorum; ayın ve günün önemine binaen şiirler okuyoruz bu sayfalarda...
Peygamber (SAV) tarihler boyunca nice naatlar yazılmıştır, yazılmaya da devam edilecektir. Çünkü Allah onu övmüştür. İsmi de kıyamete kadar övüleceğine dair bir işarettir. Zira Muhammed ismi; “Tahmid” çok çok övmekten
“övülmeye değer olan, pek kıymetli, şerefe ve değere sahip, pek çok övgülere sahip” kimse demektir.
Şiirin muhtevası bu yönden baktığımız zaman tartışılmaz derece de güzeldir. Şiirdeki üsluba ve şiirin iç ve dış unsurlarını oluşturan fenomenlere bakmamız lazım gelmektedir.
Şiir beyitler halinde düz uyakla eskilerin deyimi ile mesnevi tarzında yazılmıştır. Şiir gerçekten zayıf bir mısra ile başlamış. “İnce uçlu parmağın abide bir sabır abidesi” derken burada sabrın parmağa yüklenmesini doğrusu aklı muhakemem almadı. “İnce narin yüreği, bir sabır abidesi” denilse anlayacağım... Yahut “Kan revan ayakları bir sabır abidesi” denilmiş olsa; ayak takımlarının Taif’te taşlamalarından ve ayaklarının yara bere içerisinde kalmasından yine anlayacağım. Ama doğrusu neden bu anlam parmağa yüklendi anlayamadım.
Gerçi daha sonra parmaklara şiirin muhtevası yüklenmiş gibi duruyor ama yine de bu ilgilerin sabırla ilgisini ve mantığını çözmüş değilim. Çünkü bu parmaklardan; yüzlerce kişi suya doya doya kanarak içmiştir, ay ikiye bölünmüştür, gözlerini sıvazladığı zaman âmâ olan bri kimsenin gözlerinin açılması (Bu konuda aşağıdaki sorulardan dolayı izah etmek gerekiyor. Âmâ hadisi sahih olup Muhammed Nasıruddin el-Albani bunu, sahihlemiştir. Hadis şöyledir: Bir âmâ Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin yanına geldi ve şöyle dedi: Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’a dua et de gözlerim açılsın. Bunun üzerine Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: 'Git ve abdest al, sonra iki rekât namaz kıl, sonra da şöyle de: Allahım, ben senden istiyor ve peygamberin Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem ile sana yöneliyorum. O, rahmet peygamberidir. Ey Muhammed! Ben senin ile Rabbime yöneliyorum. Rabbim! Hacetimi gider.' Bu hadisi Ahmed ibni Hanbel Osman bin Hanif’ten rivayet etmiştir. Ayrıca hadis; ibni Mace ve Tirmizi’de de vardır. El-Hakim’de müstedrek isimli eserinde nakleder. Daha geniş bilgi için Muhammed Nasıruddin el-Albani’nin “Tevessül” isimli eserine bakılabilir.)
Bütün bu mucizeler yüklenmiş olsa da yine de sabrın yüklenmesini anlayamadım!..
Şiir peygamber (SAV) ahlakî, özelliklerini mucizelerine dokunduğu kadar vücut yapısını da yeri geldikçe “İri kirpikli gözler, bir dama uzanıyor iki kaş arasından” gibi kelime ve mısralarla anlatmaya çalışıyor.
“Görür görmez sevdiğim...” mısraında da acaba bütün bu niteliklerini okuduğu kitaplardan (Meselâ,Kitabu’ş-Şemâil, İmam Tirmizi gibi) tahayyül ederek somutlaştırıp görmeyi mi kastediyor? Yoksa rüya yahut yakaza halinde görmeyi mi kastediyor?
Ancak “iç kimse bana öyle şefkatle bakmamıştı” sözünden çıkaracağımız ya bir rüya ya da bir yakaza halidir. Çünkü şemâilden vücudî sıfatlarını öğrenip de onu canlı canlı tahayyül ederek bu betimlemelerde bulunmak zannedersem biraz mübalağa olur.
“, İns-ü Canın...” buradaki söz öbeği ins ü cin olacak. Can her ne kadar iblise izafe dilen bir isim olsa da, tekil ve özel isim olduğundan dolayı topluluk ifade edilirken can ile değil cin ile; ins ü cin şeklinde ifade edilir.
“Sen en merhametlisin, Merhûm'dur diğer adın” Burada yapılan yanlışlardan birini daha görüyoruz. Sahih hadiste Peygamber (SAV) (Ben Muhammed, ben Ahmed, ben Allah’ın küfrü benim elimle mahvettiği Mâhi, ben insanların ayaklarım arasından haşredileceği Hâşir ve kendisinden sonra peygambe gelmeyecek olan Âkib’im” (Buhari, Muslim, Ahmed İbni Hanbel rivayet etmiş olup hadis sahihtir) diyerek isimlerini saymıştır. Allah’ın Resul’ünün isimleri konusunda çok şeyler söylendi. Asıl olan yukarıda rivayet ettiğimiz hadiste geçen iismler ile diğer bazı hadislerde geçen isimlerdir. Mahmud, Mustafa, Nebiyyu’l-Melhame, Beşîr, Nezir, Kattâl vs gibi. Ancak bazı sıfatları var ki insnalr o sıfatlar da sanki isimmiş gibi algılıyor. Doğrusu “Merhum” Allah’ın Resulünün ismi değil sıfatlarından birisidir.
“Çok ağladım; acıdın, hatamı bağışladın.” Hataları günahları Allah’tan başka kimse bağışlayamaz. Sani burada eser sahibi kişisel bir sorunu varmış da ondan dolayı özür dilemiş gibi bahsetmiş. Eğer böyle ise doğrudur. Böyle bir şey de vefat eden bir kimse ile yaşayan bir kimse arasında nasıl vuku bulur elbette izaha muhtaçtır. Etse bile affettiğine dair emareleri nasıl anlar(!) Buradahi hatalardan kasır günahlar ise günahı Allah’tan başka kimse bağışlayamaz. Allah2ın Resulünün: “Ey kızım Fatıma! Malımdan dilediğini al. Ancak kıyamette ben sana bir şey yapamam...” hadisini hatırlayalım...
“Necip Fazıl'ca beni yazmışsın, fişlemişsin. “ bu mısra neye telmih edilmiş anlayamadım!..
Şiirin kâfiye yapısı oldukça zayıf. Bu tür düz uyaklı, yahut çapraz kafiye ile örgülenen şiirlerde kelime sıkıntısı çekilmediği için daha zengin ve daha dolgun kâfiyeler kullanmak şiirdeki âhengi yakalamak için daha güzel olacaktır. Ancak burada yarım ses olup olmaması bile tartışılan uyaklarla şiri yazılmış. Bu yönü ile şiirdeki ses unsurları zayıf kalmış.
Bazı mısralarda ise dil sapmaları görülmekte. Kelimelerin ek alması gereken yerlerinde hece sıkıntısından dolayı ek konulmayarak, anlamı okuyucuya havale edilmiştir.
Yine de O’nu anlattığından dolayı tebrik ediyorum.
Selâm ve saygılar sunuyorum...
20 yil mi dediniz?
vari yogu biriktirip methiye düzmüs ama ne nedir pek belli degil.
yine de, Hz. Muhammed degil de, sanki, övülen Hz. Ali gibi geldi bana.
ve zaten, böyle, tapinma derecesinde bir övgü, Tanri tarafindan bir kenara yazilir. kensin yazilir. insanlar, rüyalarindan sorumlu tutulur mu bilemiyorum. sizin 20 yil önce bir rüya gördügünüz kesin. ('uykuda misin sevgili yarim.')
ve aslinda böyle birakmamak gerek. cünkü seytan diyor ki, 'böyle birakma , bu siiri budamaz isen meyve vermez.' ve aslinda böyle düsünsem de, musmula suratli seytana inanmadigim icin... sadece bunun icin.
Kelleci de catlayabilir.
TEK KELİMEYLE MÜKEMMEL TEBRİKLER
Tehlikeli ve kritik kavislerden geçerek ilerleyen epeyce soru işaretli ve fakat niyeti itibarıyla iyiniyetli ve saygıdeğer bir şiir....
Serap Hanım çok şekersiniz :))
Körler sağırlar birbirini ağırlara Yüce Allahdan(C:C)gelen vayihlerle peygamber efendimiz karşı çıkmıştır.Bu kesşindir.Elamalı Hamdiyi okuyun inanmayan döblekler.Vahdettin bey efendinin yonttuğu bir koltuğa bu gerçeği gizliden işlediği rivayet edilmektedir.Küçük oğlanın Kuran hocası bunu söylemiş.Hilafet bzide hala.Kıskananlar çatlasın.
Bu şiir ile ilgili 79 tane yorum bulunmakta