Varlığın bir muamma, ey gül-i hikmet,
Tenin, mazlum bir rüyanın hâlâ yankısıdır.
Her dokunuşta, zamansızlığın perdesi aralanır,
Ve ben, kayıp bir kevser gibi sana akarım.
Sükûtunda saklıdır kâinatın yazgısı,
Bir serap mıdır, yoksa ebediyet mi?
Göğsünde öylesine derin bir inkâr var ki,
Kendi kendini dahi aşar.
Bakışların, mahfuz bir âlem,
Nazarın bir kilit, gözyaşın anahtar.
Orada, yalnız âşığın okuyabildiği bir yazı,
Ve o yazıda benliğim yitip gider.
Ellerin, bir âb-ı hayat menbaı,
Her parmak ucunda kaderin titrek sesi.
Zemheride açan bir menekşe gibi,
Sıcakta değil, karanlıkta büyütür aşkını.
Seni sevmek, sözcüklerin sustuğu bir hâl,
Bir vecd, bir veciz, bir suskun hikâye.
Ben, bu âlemden ötesini gördüm sende,
Ve orada yalnız bir kelime vardı: Sen.
Kayıt Tarihi : 23.12.2024 15:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!