Ey hakikat!
Ey onu döven tokmak!
Ve ey yeryüzünün haydutları!
Bu isyan bu serzeniş sizlere
Karşı dağın oylumunda durmadan gelen esinti üşütüyor yüreğimizi
Mütemadiyen gelen ürperti
Yani bir kasım akşamı gelen mayhoşluk
Yüreğimin o kasım gecesindeki keskin bakışlarla yaralandığı bir yerde dil gövdem oluyor ve yükseliyor
Dil ekimin soğuğunda atıyor
Ve sesler gölgeden ibaret bir salınım oluyor
Sesler ılıksı bir şebnem
Sesler geceyi saran ürperti
Sesler hakikati döven tokmak
Ey ihtiyacından fazlasını dağıtmayanlar!
Ey sırtlarına hayvan derisi geçirenler!
Terziler, tecimenler ve nebbaşlar
Duymanın ayıp karşılandığı sabahlardan görmenin bir anlam ifade etmediği yarınlara selam duranlar
Ey beni duyan herkes!
Ey hiçimselere hiçbir şey diyemeyenler!
Siz kimlerden yanasınız?
Sesler çığlık olup yükselirken
Elma yiyenlerin nutku tutulacak
Sesler çığlık olup yükselirken
Yatağında rahat uyuyanların nefesi daralacak
Ey beni gören aydınlık!
Ey karlı dere yatakları!
Ey kapısı olan marangozlar!
Ey o sabaha uyananlar ve sonrakiler
Dil gövdem oluyor ve kovuluyorum
Dil acıyan tarafım oluyor
Ah her zaman mı yalnızlık getirir bu koku
Her zaman mı yağmur yağar elmalar dallarında düşmeyi beklerken?
(yağmur neden yaratılışa benzer toprakla birleştiğinde?)
Kayıt Tarihi : 22.5.2020 23:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!