ALDATMACA
Aldatıyorsunuz, aldattım sanıyorsunuz,
Allah'ı da zaten çok çok aldatıyorsunuz,
Allah'ı görmez, duymaz, bilmez sanıyorsunuz,
Beni ve herkesi de aldatabilirsiniz,
Ah, aslında kendinizi aldatıyorsunuz!
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Doğrudur, en çok Allah aldatılır, hatta en çok iftiraya kimler düçar olmuştur, biliyormusunuz, Allah ve dostlarıdır. Niye derseniz ; o kadar zanlarla yaklaşırlarki insanlar onlara, olmadık don-gömlek biçerler, olmadık kefelerle tartarlar, olmadık yerlere koyarlar, olmadık yerlerde ezerler. Ama O ve Onlar onların zan ve şüphe ve evhamından ve hatta bildiklerinden BERİ dir.Dilinize, yüreğinize, gönlünüze sağlık dostum, Selamlar sizinle olsun.
Saygıdeğer Nazım Beyefendi,
Nazik eleştiriniz için teşekkür ederim.
Çok memnun oldum.
Ben o dizeyi yazarken Allah'ı aldatan insanları düşünmüştüm.
Gerçekte Allah'ı aldatmanın imkanı yoktur tabi ki...
Onlar kendini aldatan insanlardır.
Gerçek iman sahibi insan, insanı aldatmaktan korkar; çünkü Allah'tan korkar.
Ama etrafımızda o kadar ikiyüzlü insanlar var ki... Kuldan utanmaz, Allahtan korkmaz...
Ben bunları düşünerek yazmıştım.
Ama uygun bir şey önerirseniz, değiştiririm.
Önerinizi emir telakki ederim efendim.
Sizin engin birikimlerinizden yararlanmak benim için şereftir.
Selam ve saygılarımla...
Mehmet KIYAK
Sevgili Dost,Diğer mısralara lafım yok.Ama 'Allah'ı da zaten çok çok aldatıyorsunuz' ifadesi bana yanlış gibi geldi.O mısraı bir daha düşünseniz? Selam ve sevgiyle...
BİLEN KİME SORDUMSA
Neslimin alnına “insan” mührünü,
Vuran gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
Evrenin çarkına kader dehrini,
Saran gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
Ruh hâlini sordum ilm-i âlâya,
Yol beni götürdü Gâlûbelâ’ya.
O eşsiz nizâmı Güneş ve Ay’a,
Veren gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
Akıl sordu onsekizbin âlemi,
Sonuç yordu hâlet-i rûhiyemi.
Arşın merkezine Levh-i Kalemi,
Kuran gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
İlâhî güç rehber oldu aşkımda,
Sevgim huzur buldu gönül coşkumda.
Ezel üstündeki ebet köşkünde,
Duran gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
Hiçbir sözün vermediği bir şeyi,
Hiçbir izin girmediği köşeyi;
Hiçbir gözün görmediği her şeyi,
Gören gücü sordum, “Mevlâ” dediler.
Kafasız vücutta akıl ne arar?
Kalp gözü kör ise,göz neye yarar?
Şaşmaz adâletle sonunda karar,
Veren gücü sordum, “Mevlâ' dediler.
Nazım İNCE
Çukurova'nın Gülleri Şiir
Gurubu Kurucusu
Dehr: Zaman,uzun süre,devir.
İlm-i ala:En yüce,yüksek ilim.
Galubela:İnsanlar yaratılmadan önce ruhları yaratılmıştır.'Galubela' işte bu ruhlar alemidir.
Halet-i ruhiye:Ruh hali
Levh-i Kalem:İnsanların tüm yaptıklarının ve yapacaklarının yazılı olduğu levha.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta