Geceyi yakaladım; saçlarınla sarmaş dolaş
Karasını düşürmüş, göz bebeklerinde gördüm.
Saçlar dağılmış, kirpikler yorgun, kaşların biraz salaş.
Ah o karaya , o kaşlar, o kirpikler
Bu kadar meftun olduğunu bilmezdim.
Benim hayal kırıklığım sana akşamdan kalma
Kalmış biirazcık şişe dibinde devrik masada
Nasıl oldu bilmem birden kandım,
Anlamadım bandım .
Hafiften döndü başım çarpıldım kaldım.
Böylesini görmedim,
Alışıktım oysa,
Aşık öldüren şaraba
Meftunum şimdi
Üzüm gözlerinden süzülen o buğulu tada
Durdum, kapadım gözlerimi biraz soluklandım
Artık senin şarabınla kafayı bulmuş ayyaştım.
Bir aslan esası ile önce yaklaşıp, duraksadım sonra
Açmaktı ulvi duygularımı sana maksadım.
Yanlış anlaşılırsam biterdim, yıkılırdı payitahtım
Umutlarımı idam etmişim, gerdanından aşağıya
Nefes nefeseyim, içtiğim bir yudum şarabınla
Ne içirdin bana, her yer üzüm karası
Ellerim demirden, acı veriyor yüzüme
Parmaklarım, birden sana dönüyor yokluğunda
,
Ne işim vardı benim olmazdı işim seninle
Kader mahkumuyum, gülale saçlarının ucunda,
Dokun, haydi dokun!
Boynumdan akan buz olmuş terime
Nefesim kesilirse, sen değince tenime
Mukedderad derler, bir de yazgı!
Kaderim buymuş benim,
Adıma kim, niye seni yazdı.
Sevda alfabesini okuması zor imiş yüzünden
Bir klavuzu kalmamış, yazıp gidenlerden
Hepsi aşkı hafz etmiş, okuyanı çok şimdi
Vefa bitmiş, adet olunmuş değişik huylardan
Diyor ya onlarcası aşığım
Duyar, geçerim.
Daha kitabın okumadan.
Mustafa Parlak
Kayıt Tarihi : 9.4.2020 00:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!