Hırçın aşkları suya bıraktım
Ve kendimi de...
Sırt üstü yatmaktayım şimdi
Okyanusun üstünde...
Ortasındayım sonsuz gibi görünen bir maviliğin
Albatroslar ansızın gelip konuyor yüreğime
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Aşkın bu tür egzotik objelerle anlatımı ,insanı zamanın ve mekanın ötesinde gerçek ötesi bir hayatın coşkusuna götürüyor..Tebrikler...
Kıyı da gözetleyenler var beni biliyorum
kıyıda olmalı...da bitişik yazılacak
Tebrik ederim , çok güzel şiir.Okyanusun ortasında batmamak güzel bir duygudur.En dipteki deniz kestanelerine inat.Biraz Rembaud kokuyor güzel.
Deniz ve albatros müthiş dinlendirirdi...
Yapılır mı bu daha tatile beş ay varken...
Tebrik ve selamlar Gül...
Yaşamı anlamlı kılan bir şiirdi,Çok kutluyorum Gül hanım,Lütfen yazmaya devam ediniz.Aydın Güler
Albatros;
Yaşadığı coğrafya: Güney Okyanus
'Antarktika'nın kuzey kıyılarından gelen soğuk yüzey sularının, tropiklerin güneyinden gelen sıcak dip akıntılarıyla buluştuğu daireye Kutup Hattı der coğrafyacılar. Denizciler, 50 ve 60 derece güney arasındaki bu hattı geçtiklerinde, bilirler ki, yerkürenin en sert, en rüzgârlı ve asla ne yapacağı tahmin edilemez okyanusuna girmişlerdir. Rüzgâr çoğu zaman buz tepelerinden soğuğu yalayarak gelir ve kutuplardaki yüksek yerçekimi etkisiyle saatte 80 kilometreyi aşan hıza ulaşır. (Rekoru 300 kilometre/saattir.) Albatrosların kanatları, sanki bu rüzgârdan, dalgalardan doğmuştur. Pek az kanat çırpar, kendini rüzgâra ve dalganın ritmine bırakır. Hız kazanmak için, önce kanatlarını dev bir M şekline sokar ve birden denize pike yapar. Suya dokunacak kadar yaklaştığında kanatlarını açabildiği kadar açar, dalgaların helezonik geometrisiyle kusursuz bir uyum başlatır. Dalganın yükselen göğsü ve kanatları arasına sıkıştırdığı rüzgârla birlikte havalanır. Dalgayla tekrar alçalır, tekrar yükselir. Tek bir kanat çırpmadan, yumuşak kavislerle, kilometrelerce uçar. Saatlerce ya da günlerce değil, yıllarca uçar. Hiç konmadan, yıllarca
Antarktika anakarasının yakınlarındaki adalar, denizfilleri, penguenler ve albatrosun (dört türü) aşk yuvalarıdır. Albatroslar, bir yıl önce vedalaştığı eşiyle tekrar buluşmak için bu adalara gelir. Ya da bir daha hayatı boyunca ayrılmayacağı bir eş bulmak amacıyla. Tekeşlidirler ve eşi öldüğünde bile başkasını aramazlar.
Bir yılı eşiyle birlikte bir yılı okyanusta tek başına geçiren albatroslar için en büyük tehlike, uzun olta balıkçılarıdır. Güney Okyanusu'nda uzunluğu 100 kilometreyi geçen misinalarla balık avlayanlar, her yıl yüzlerce albatrosun kancalara takılarak can vermesine yol açıyor. Yetişkin bir albatros öldüğünde diğeri de mutlak yalnızlığı tercih edeceğinden, türün çoğalması iyice tehlikeye giriyor. '
Soğuk iklimlerden sıcak iklimlere bazen gitmesini aşkın çok sık olmayacağı ile özdeşleştirmen teşbih sanatı adına çok inceydi Gül kardeş.
Eyvallah...
İnsan bazen kuşlardan, bazen kuşları yazanlardan çok şey öğreniyor..
Tebriklerimle
Şiirdeki akıcılığıa, derin anlatıma tebrikler.
sevgilerimle
Kıyı da gözetleyenler var beni biliyorum
Göz kırpıp dalıyorum suyun dibine....
Gün batımında üzgün dönüyorlar
ellerinde fenerle
Sırt üstü yatmaktayım şimdi
Okyanusun üstünde
Uçuyor albatroslar üstümde
Ve gözetleyen gözler sessizce
Aşk, aramak için değil ki yeryüzünde
Siz güneşlenirken dinginliğinizde
Bir albatros tüyü gibi düşer o üstünüze...
Gül Yazganarıkan
Çok güzel iyiki siz varsınız paylaşımlarınız için teşekkür ederim okumak zevkti kendimce.
saygı ve sevgimle...
Albatros tüyündeki serinlik ve aşk..akıcı ve duygu yüklü.Tebrikler.
bri albatros tüyü gibi vuruyor yaşamın bam teline kutluyorum sevgiyle....
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta