Alanya Yaylaları Şiiri - Celal Odabaş

Celal Odabaş
123

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Alanya Yaylaları

Fakırcalı köyünde Cuma’yı kıldık,
Dostlarla görüşüp helallik aldık,
Koç Davut Beli’nden, Kaş Yaylası’ndan,
Bir akşamüzeri Söğüt’e vardık.

Şanlı bir destanı hece, hece ben;
Ruhumda yaşadım gündüz, gece ben;

Süleyman Başkan’a orda kavuştuk,
Karagöz’le Soylu ile tanıştık,
Yayla havasına pek de alıştık.

Soğuk suyu içtim kana, kana ben,
Ülkü ateşiyle yana, yana ben.

Dikmetaş’tan geçtik Çayarası’na,
Hizmet kervanı gelmemiş hiç burasına,
Boş gelip geçmişler, vay anasına.

İhaneti gördüm geze geze ben,
Sevgiyi anlattım yaza yaza ben.

Üç Hilal kervanı Hadim yolunda,
Ormanlar yükselir yolun solunda,
Keşefli’ye selam verip sonunda.

Göksu’ya ulaştım aka aka ben,
Doyamadım seyrine baka baka ben.

Beyreli’den sonra Tosmur yaylası,
Buram, buram Anadolu havası,
Kuruldu çardakta dostlar sofrası.

Sarıldım hepsine döne döne ben,
Kısmetse gelirim yine yine ben.

Hiç karı kalkmayan şu Geyik Dağı,
Payallar Yaylası Bozkurt otağı,
Yoksa da gam değil, bahçesi bağı.

Yürüdüm dostlarla uzun süre ben;
Bozkurt’un izini süre, süre ben!

Akdam Yaylası’nda bir garip ana,
Buğulu gözlerle dedi ki bana:
“Ülkücü bir yiğit verdim toprağa.”

Damarımda kanım dondu, akmadı.
Hiçbir acı, hiçbir ateş beni böyle yakmadı.

Celal Odabaş
Kayıt Tarihi : 6.10.2010 10:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Celal Odabaş