Kişiler, bu iç girdilerin oluştuğu düzenlenmişleri kadarıyla dış dünyanın mana ve algısını edinirler. Yani kişilerin dış dünya esaslı algıları da, iç dünyayı oluşan girdileri gibi kısıtlıdırlar.
Bu nedenle kişiler daha çok kendi ihtiyaçları kadarı olan dış dünya ile ilgilenirler. Girdiler ön yargının kaynağıdırlar. Dış dünya bu kısıtlı girdilere göre kişi için bilinir bir izlek olurlar.
Ve kişiler de dış dünyadaki yolculuklarına, dış dünyanın bu kısıtlı girdilerine göre olur hareketleriyle yola başlarlar. Bu iç pusuladır (Kâbe’dir) . Dıştaki kısıtlı olan girdilerin, “içlere doğan” bir pusula olmasında da, şaşacak hiç bir şey yoktur.
Kişi ve kişiler için inşa olmakla dış dünya şartlarından izole olan totem alan, olmadan da; kişiler ne yapacakla, ne yöne gider olacağını bilemez olukla; rast gele davranışlı olurlar.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta