Demokrasi bir mücadeleler tarihidir. Kişisi mal mülk sahipliği gibi bir alan gücünün ortaya konması üreten inşacı bir yapının ürünü olmayıp yapının gelişmesinden epey sonra muktedir olucu eğriliği gözeten düşünmenin zor kullanmasından ortaya çıkmıştır.
Demokrasi mal mülk ve üretim gücü ile üretim araçları sahipliğinin ezen, zor kullanan gücene karşı direnç olarak doğmuştu. Zor kullanan gücün bir kendisinden kaynaklı kendi üzerine kendi etkimeli direnci yani fren etkisi vardı bir de karşıtı olan üreten kolektif emek gücüyle girişmesinden ötürü direnç koyan firen etkisi vardı.
Mülk sahipliğinin mülkünde çalıştırabilmek için emek gücüne köle gücüne (şimdi robotlara yani yine kolektif gücün ürünü olan akıllı robotlara) ihtiyacı vardı. Yine mülk sahibinin kendi servetine servet katması için emek gücünü sömüreceği bir kula (köleye) ihtiyacı vardı. Bu da kölenin ürettiği değerden köleye yarın yeniden çalışma yapması için zorunlu bir pay verişti.
Yani “Rab bana hep bana” diyen efendinin köleye istemeye istemeye ölmeyeceği kadar ve kölenin yarın yeniden çalışacağı kadarla pay vermesi (yiyecek-karnını doyurması!) efendinin kendi üzerine kendi direnci yani kendi fren etkisiydi.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta