Deneme Hikayeler
Bizim Çocukluğumuz
Çukurova yazın kavurucu sıcağını göstermeden, biz hazırlığımızı yapmıştık bile. Eski hurda işi yapan Niğde’ li Osman amcadan paslı da olsa ikisi büyük, ikisi küçük bilyalarımızı biriktirdiğimiz harçlıklarımızla alıp, çaktırmadan annemin kızken biçki-dikiş kursundan kalan gözü gibi bakıp koruduğu, zetina dikiş makinasının plastik yağdanlığıyla, bir güzel yağlayıp, kiri pası aktıktan sonra güzelcene bezle silerek, bir elimizle şöyle nasıl döndüğüne bakmak için, elimizi içindeki kasnağa sokup, diğer elimizle hızlıca döndürüp cırrrr diye sesi duyunca bu işte tamam diyoruz dayımın oğlu Aşık Memet ve teyzemin oğlu İsmail ile birlikte. Ha Aşık Memet’in o ünvanı boşuna aldığını da sanmayın. Ceyhan’daki büyük çarşı yangınında, yanan Hasan dayımın manifatura dükkanındaki pırtı ve basmaları kurtarırken, galleden dökülen bozuk paralarla bisikletine yazdıracağımız yazı için, ganimet paralarını saydık biz. Paramız yetmeyince, tabelacı birer türkü söylememizi ve böylece ödeşeceğimizi isteyince Ömer dayımın oğlu Memet, “dane dane benleri var yüzünde, can alıcı bakışları var gözünde” türküsünü söyleyince adam mahalleden komşu kızı Handan’ı seven dayımın oğlunun bisikletine Aşık Memet yazmıştı.
Sabah namazına kalkan babam ve annem hummalı bir çalışma içerisindeler, eski savanlara sarılan yorgan, döşek ve yastıklar, kolilenen mutfak eşyaları, akşama dayımın getireceği kamyona yüklenmek üzere hazırlandılar. Babam, evdeki işler bittikten sonra çarşıdan alınacakları liste yapıp, evden çıkıyor.
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta