(An-kara)
Burası
Sevincini uykuya yatırmış insanların şehri
Ağlamaklı gözler
Gölgeler üşümüş
Yüzlerde bir terk edilmişlik havası
Yataktan kanepeye sürgün görünümlü adamlar
Bir serüvenin kıyısında gibi yürüyen kadınlar
Alacakaranlık akşamların
Alacayalnızlık aşkları...
Sık sık yağmur yağsa bile buraya
Mazgallardan süzülen
Bir kentin atık duyguları...
Dudaklarını ısırarak kanatmanın
Toplum sorunu haline geldiği bu şehirde
Her giden bir şeyler götürmüş yanında
Ve ardında birçok şeyi bırakmış
Tende zonklayan dudak izleri
Tutulmamak üzere verilen sözler
Kendine iyi bak-maya bırakılmış aşklar
Gözyaşları...
Ama hiç kimse ardında senin gibi
Beni bu kente
Bu denli büyük bir enkaz halinde bırakmadı
Şimdi ne sen
Ne de bu şehir anlıyor beni
Aklımla kalbim arasındaki uçurumları
Yüzünü bile görmek istemezken
Ellerimde ellerini arayan çaresizliği
Tenimde bu senden kalma kuraklığı...
Oysa şimdi
Bir aşkı hiç etmenin ortak acısıyla
En çok da sen anlamalıydın beni
Ve sende yıkılmış olmalıydın benim gibi
Çünkü
Kimin için terk ettiysen beni
Ya da kimleri sevdiysen ardımdan
Su katılmamış vefasız çıktı hepsi
İşte bak!
Seni içimde öldürdüğümden beri
Mezarına bir ben geliyorum sevgili
Not: Bu şiirde anlatılan tüm kişi, kurum ve acılar tamamen onsuzluk ürünüdür.
Hakan KaraliKayıt Tarihi : 28.8.2012 13:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!