Alacakaranlıkta Kahkaha Şiiri - Yorumlar

Suavi Kemal Yazgıç
2

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

kalabalıkta yitirince
çoğalır sesim
ve bana ait sandığım
tüm o klişeler

er kişi niyetine
saf tutarken bulurum kendimi

Tamamını Oku
  • Osman Nurani
    Osman Nurani 14.09.2012 - 15:54

    BU YAYGARAM YÜZÜNDEN
    ER KİŞİLERİN SAFAGİRDİĞİNİ GÖRÜRÜM
    KORKUDAN CENAZEYE DÖNÜŞÜRÜM
    BİRAZDAN BENİ İYİ BİR MARİZLEYECEKLER
    KORKUDAN SESİM SOLUĞUM KESİLİR

    …kıymetli Naci bey sakın laf yarışı peşinde koştuğumu zannetme. Edebiyat adına bilgi ve görgümü artırmak adına şu yukarı astığınız yoruma itirazım var.

    …” ER KİŞİLERİN SAFAGİRDİĞİNİ GÖRÜRÜM” nara atan birini görenler o kişinin karşısında “safa giriyorlarsa” naradan korktukları anlamını taşır. Safa girenlerin sesi soluğu kesilmesi gerekir. Oysa ki siz nara atanın sesi soluğu kesildi diyorsunuz. Bu bir çelişkidir.

    …ama “er kişilerin safa girdiğini” değil de “naramı duyan er kişiler kim bu saygısız herif diye üstüme gilence” ;

    BİRAZDAN BENİ İYİ BİR MARİZLEYECEKLER (diye)
    KORKUDAN SESİM SOLUĞUM KESİLİR.

    …şeklinde olmalıdır.

    …saygılar efendim.

    Cevap Yaz
  • Ülkü Şahin
    Ülkü Şahin 14.09.2012 - 15:44

    Şiire ve şaire gelince; Alacakaranlıkta kahkaha atan birisine elimden gelen en makul davranış; acı, acı tebessüm etmektir.

    Rabbim bizlere kaybettiğimiz değerlilerimizi ve yanlış yerlerde arayıp yanlış yerlerde sorduğumuz değerlerimizi doğru adreslerde arama ve de bir an önce bulma şuuru versin aminnn.

    Cevap Yaz
  • Ülkü Şahin
    Ülkü Şahin 14.09.2012 - 15:36

    Günün Şiirine geçmeden önce, dünün şiirinin altına yapılan şahsımla alakalı menfi yorumlara ve haksız ithamlara geçmek istiyorum.Zira bu bir anayasal haktır. Çünkü ismim zikredilerek gıyabımda (Ben bilgisayarımı kapattıktan sonra) sayfanın malum müdavimlerince müthiş haksız saldırılara maruz bırakılarak kim vurduya getirilmek istendim. Bense olaya bu gün muttali oldum. Saldırı ve karalamalar bu mekanın bu sayfasında alenen yapıldığı için, şahsıma yine ayni mekanın ayni sayfasında cevap hakkı doğmaktadır. Bu hakkımı kullanırken bu günün şiirinin sahibinden, bay POEM den ve bütün şiir sever dostlardan özür dilerim.

    Müdavim müttehemlerden en meşhuru şahsım için yobaz (!)tabirini kullanmış. Ben o meşhur şahsa ve başkalarına hem bu sayfadan hem de özellerinden gerçek yobazın kim olduğunu defaetle izah edip, kendilerinin hedef saptırma politikası izlediklerini, çünkü kendilerinin gerçek birer devrim yobazı olduğunu anlattım. Ama ne hikmetse bir türlü anlamaya yanaşmadılar. Bu malum saldırganların bir başka taktikleri de; Masum muhatabına hem vurup hem de; 'YETİŞİN BENİ DÖVÜYORLAR' iftirasıdır. Dünkü sayfayı geri sarıp bakarsanız sözümün haklılığını teslim edersiniz.

    Bir başkası; din-i İslamın kıstasları konusunda ve edebi düsturlar hususunda referans olarak o konuda şaşmaları mümkün olan fanileri gösteriyor. Halbu ki bu sahanın uzmanlarınca da bilindiği gibi Baki davalar fani şahısların üzerine bina edilmezler. Edilirlerse o davaya haksızlık olur. Din-i İslamın kıstasları ve düsturları tarikat erbabından, tasavvuf ehlinden ve yarım hoca konumundaki kırkından sonra dine alaka duymuş edebiyatçılardan sorulmaz! Çünkü o düstur ve kıstasların (HZ. Peygamber -sav-in beyanına göre) iki tane gerçek kaynağı ve kıstası vardır. Onların birisi ve en birincisi Allah (cc) ın son hak kitabı olan Kur'an-ı Kerim, İkincisi ise; onun şerh ve haşiyesi mahiyetinde olan Sahih hadislerdir. Yani: din demek kitap ve sünnet demektir. Bunların dışında gerçek bir ölçü ve mihenk arayan büyük yanılgıya düşer. İşte bu fakirin de mütemadiyen demek istediği budur. Bizi anlamayan avamlar ve anlamak istemeyen nadanlar cerbeze yaparak bi-taraf mütehayyirleri şaşırtıp aleyhimize geçirmek için mütemadiyen sağ gösterip sol vuruyorlar. Yani güreşi minder dışına taşıyıp hem faul yapıyorlar hem de bizi bunu yapmakla itham ediyorlar. Biz bunun adına; çığırtkanlık diyoruz ki, ehl-i ilme ve ehl-i insafa malumdur.

    Bu arkadaşların en büyük gaflaından birisi de; hem bilmiyorlar hem de, bilmediklerini bilmiyorlar. Bu fakir şu sayfada kaç kere ilan etti ki; Müslüman şairler mutlaka Sure-i Şuara (Şairler suresi) nın 220. ayetinden sonrasını mütalaa etmeliler ve mutlaka, Hz. Peygamber (sav) in meşhur şairlerinden Hassan Bin Sabit ile Abdullah İbn-i Revaha (r. anhümanın) nın hayatlarını, tarzlarını mücadelerini incelemeliler. Onların kime nasıl hitap ettiklerini ve ne tür şiirler söylediklerini bilmiyen bir müslüman şair nakıstır ve konunun cahilidir! Zaten merhum Necip Fazıl da örnek müslüman olarak onlarında içinde bulundukları mübarek ashabı göstermiştir. O mümtaz topluluk hakkında Hz. Kur'anın yanında İncil ve tevrat da, sitayişkar tarflerde ve övgülerde bulunmuş asırlar öncesinden onları tebrik ve tebcil etmiştir. İşte gerçek müslümanlar başta Hz. peygamber olmak üzere onlardır ve onları örnek alan gerçek mü'min-i kamillerdir ki; bu örnekliği hayatlarına geçirirken nebevi ifadeyle; 'HİÇ BİR KINAYICININ KINAMASINDAN KORKMAZLAR!'

    Netice: Bu fakirin bir adet mürşidi ve bir adet de üstad-ı azamı vardır!

    Mürşidi; HABLULLAHİL METİN OLAN, KUR'AN-I AZİMÜŞŞANDIR!

    Üstadı ve hocası ise ise: O kitabullahı umum aleme, inse ve cinne ders verip açıklayan ve tüm beşere bir korkutucu, bir müjdeleyici ve de şahit olarak gönderilen, hatem-ül enbiya,hoca-i kainat olan zat-ı mübarektir. Sair insanlara saygım bahsini ettiğim mürşidime ve hocama ittibaları, ittikları, merbutiyetleri nispetidedir! Benimde yegane gayem o kutsi düsturlara bi-hakkın vukufiyet ve tavizsiz ittibadır vesselam! Beni bu sadakatimden dolayı kınama cüretinde bulunanlara da Allah(cc)- mümkün ise- tan hidayet dilemektir. Hidayetten hoşlanmayanlara ise Rabbim bildiği ve hak ettiği gibi muamele etsin aminnnn.

    Bütün gönül dostlarına gönül dolusu selamlar.

    Cevap Yaz
  • Arap Naci
    Arap Naci 14.09.2012 - 15:32

    şiir analizinde kullandığım iki yol var benim.
    tümden gelim veya tüme varım.
    şiir analizinde şayet şiirin yeteri kadar ortaya koyduğu,kendini tamamen açıkladığı veriler mevcut ise,tarzı tipi karekteri hakkında hemen karar verir
    tümden gelim metoduyla da şiiri çözümlerim..

    yoksa aksi yoldan.

    zeki insanların problemlerin hallinde,orta zekadaki insanlara göre daha çok zorlandıkları söylenir ve bu genel geçer doğrudur.

    iki noktayı birleştirip bir doğru çizmek konusunda zeki insanlar daha çok zorlanır gerçekten de zaman zaman girmeye gerek duyulmayacak labirentlere girip çıktıkları için.

    entelektüelizmin de aynı tehlikeyi içinde barındırdığını düşünmüşümdür .çünkü bilgi doğru kullanılmadıkça başa türlü belalar açabilir.çok bilgi derme çatma bir sandık içinde tasnifsiz ve karmakarışık diğer bir deyişle altı üstüne girmiş şekilde duruyorsa büyük tehlike gerçekten de.

    birazdan belki cem yılmaz gözüyle bir mealini vereceğim şiirin.çünkü bu şiir dün gece sinyalinin rabıta-ı mevt dediği yer ile benim ironik çözümlemem arasında bir yerde duruyor.

    yani iki nokta arasında.

    yine de şiir dostları şiirin her kıtada tekrar edilen ve helezonik olarak şiirin ana fikrinin 'ses'helezonu etrafında süregittiğini gözden kaçırmamalıdır diye düşünmekteyim.

    insanın en belirgin özelliği ses çünkü ağlayarak dünyaya geldiğine göre...

    şimdi;...

    kalabalıkta yitirince
    çoğalır sesim
    ve bana ait sandığım
    tüm o klişeler

    KALABALIKTA SANDIĞIMI
    VE KLİŞELERİMİ KAYBETTİĞİMDE
    SESİMİ ÇOĞALTIR YAYGARAYI KOPARTIVERİRİM.

    er kişi niyetine
    saf tutarken bulurum kendimi
    kendi cenazemde
    kendime sesimi sorarım
    cevapsız kalacağımı bile bile

    BU YAYGARAM YÜZÜNDEN
    ER KİŞİLERİN SAFAGİRDİĞİNİ GÖRÜRÜM
    KORKUDAN CENAZEYE DÖNÜŞÜRÜM
    BİRAZDAN BENİ İYİ BİR MARİZLEYECEKLER
    KORKUDAN SESİM SOLUĞUM KESİLİR

    kendimden kaçarım sonra
    hem de tüm sessizliğimle
    yine de bir bir patlar
    benliğime döşenmiş yalanlar
    ve her patlamayla
    biraz daha güçlenir
    cesedimi seyreden kalabalık

    BİRDEN PATAKÜTE DALARLAR BANA
    KALABALIK VUR ALLAH VUR YAPAR
    BENLİĞİME DADANMIŞ YALANLARIM
    YÜZÜNDEN YİYORUM BU SOPAYI
    SES ÇIKARACAK HALİM KALMAMIŞ

    işte o kalabalıkta
    sesimi kaybeder ve yiterim
    sükût denizinde yüzen
    yırtıcı benliklerin arasında

    KALABALIK ÖYLE BİR GİRİŞİRKİ BANA
    SESİM KAÇAR
    NE YIRTICI HERİFLERMİŞ

    ben yitince
    bir başka dalgalanır
    egomun bayrakları
    sessizliğimi
    bir başka ses işgal eder

    EGOM YÜZÜNDEN NE BİÇİM MARİZLENDİM
    OLSUN NE GÜZEL AÇILDI BAYRAKLARI
    ŞİMDİ OSES BENİM SESİM DEĞİL
    BAŞKA BİR SES İŞGAL ETTİ SESSİZLİĞİMİ

    kendimi her yitirdiğimde
    biraz daha büyür
    benlik çölü
    ve bir doz daha zerkedilir
    alacakaranlıkta atılan
    o sığ ve zehirli kahkaha

    BÖYLE MARİZLENDİKÇE
    BENLİK ÇÖLÜM DAHABİR KENDİNE GELİYOR
    ÇOK RAHATLIYOR VE KAHKAHA ATIYORUM







    Cevap Yaz
  • Osman Nurani
    Osman Nurani 14.09.2012 - 15:26

    ...Sinancığım elbette hem sizinki hem benimki doğru. sizin vurgulamak istediğiniz cihette, bakış açısı da bir başka doğru

    ...hatta her ikisi birden doğru.

    Cevap Yaz
  • Osman Nurani
    Osman Nurani 14.09.2012 - 14:57

    …bak Sinan kardeşim birinci bölümden devam edecek olursak hatırlayalım ne demiştik “şair kendini ölmüş ve olanları seyrediyor” demiştik. Oradan devam edelim.

    er kişi niyetine
    saf tutarken bulurum kendimi
    kendi cenazemde
    kendime sesimi sorarım
    cevapsız kalacağımı bile bile

    …ve cenazesini musallada görüyor erkişi niyetine herkes saf tutuyor ve imam efendi “ey cemaati müslimin Rahmetliyi Nasıl bilirsiniz?” nidasıyla irkiliyorum. Cevap vermek istiyorum ama hey hat çok geç. Cevap veremeyeceğimi bile bile cevap vermeye yelteniyorum.

    Cevap Yaz
  • Osman Nurani
    Osman Nurani 14.09.2012 - 14:15

    …şimdi kıymetli arkadaşlarım birçok yorumcu arkadaşımız şiire ait kendi görüşünü net olarak ortaya koymuyor. Neden? Yanılma korkusu taşıdığından. Halbuki yanılmak insana mahsus bir durumdur. Bunda utanılacak bir durum olmaması gerek.

    …şiiri dikkatlice okur isek ortaya çıkan durum şu oluyor. Şair kendi kendini ölmüş ve olanlara da şahitlik ve gözlem yapar hali tefekkür ediyor.

    kalabalıkta yitirince
    çoğalır sesim
    ve bana ait sandığım
    tüm o klişeler
    Suavi Kemal Yazgıç

    …işte bu bölüm alenen “kendisinin öldüğünü alaca karanlıkta ölü evine gelenleri ve onların canhıraş çığırış ve bağrışlarını (örneğin; ah benim civanım sen şöyle merttin, şöyle soyluydun, böyle boyluydun=klişeden kasıtta bu v.b) dinliyor ve ben neyimişim be haberim yokmuş? Diyor.

    …şiiri anlayamayan ve çözemeyen olması gayet doğal.

    …ayağı verdim hadi kolay gelsin.

    Cevap Yaz
  • Yunus Öztürk
    Yunus Öztürk 14.09.2012 - 13:46


    Yardımcı olun
    Kendimi tanımama

    Gerçek olmayan şeyleri
    Gerçekmiş gibi gösterebiliyor
    SANLARI insanlara

    Şimdi anlatmak istiyorum günün şiiri
    hakkındaki sanımı.

    Şairinden talebim bildirsin bana
    Nedir atışımdaki başarı oranı.
    Sıfır olabilir
    Kendimi başarılı sayacağım
    Alabilirsem on üzerinden iki üç puan

    ALACAKARANLIKTA KAHKAHA

    Geleceğimizi
    Zarzor görebildiğim bir ışıkla
    Giderken pusulasız
    Katılarak gülenler var
    Ağlanacak halimize

    Onca kalabalık içinde
    Çoğalır hemfikirlerim
    Bana ait sandığım
    Tüm kutsal değerlerim
    Kaybolup gider
    Kendime yabancılaşırım

    Er kişi niyetine
    Kendi cenazemi kendim kaldırırım
    Nasıl bilirsinizi
    Kendi kendime sorarım
    İyi bilirim veya kötü bilirim sözünün
    Duyamayacağımı bile bile

    Yeni kimliğimden kaçarım bile bile
    Tüm sessizliğimle
    Yine de
    Benliğimde patlar geçmişim
    Kabullenemediğim olgu ve varılar
    Sürekli artar ahlakın erdemin çöküşü
    Kendi çöküşlerini izleyen kalabalıklar

    İşte o vahşi kalabalığın içinde
    Ben de yiterim
    Kendimi küçük korumasız
    Balık gibi görürüm
    Sükût denizinde
    Yırtıcı dev balinalar arasında

    Gittiğimde bir başkası gelir
    Başıma gelenler gelir başına

    Kendimi her yitirdiğimde
    Biraz daha büyür benlik çölü
    Bulmak imkansız görünür
    Kaybolan beni

    Arzularım olmaz
    Yok umut ışığı
    Zehir üstüne zehir katar
    Kötü niyetli
    Zafer kazandığını sanır
    Güler alçakca
    ALACAKARANLIKTA










    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 14.09.2012 - 13:14

    Şiiri alacakaranlıkta okudum,güzeldi.
    Anadolu'nun Eşiğini Geçerken.
    Belki de en iyisi sözü bir şairle, Yahya Kemal Beyatlı ile bağlamak gerekir. “Milliyetlerini idrak eden millet ölüleri ile birlikte yaşar. Türkler ikametgâhtan ziyade mezara ehemmiyet vermiş. Ecdadın tercüme-i halleri yok, yattığı yer mühim. Bu mezarlarla vatanımızı Müslüman etmişiz. Biz ölülerimizle yaşıyoruz. 18 milyon Türk değiliz, Malazgirt’ten beri ölülerimizle birlikte belki 200 milyondan fazlayız. Ölüler ölmemişlerdir.
    Günün köşesine mazhar olan şairi,şiir ekibini ve yorum yazan bir birinden kıymetli şiir üstadlarımıza,şair ve şairelerimize teşekkür ediyorum.Kalbi sevgi ve saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 14.09.2012 - 12:58

    şair attila ilhan'ın

    “...olmuyor neyleyim / olmuyor velinimetim efendim / olmuyor yirminci asırda / tarz-ı kadîm üzre gazeller söylemek...” dokundurmasını anmanın tam da yeri işte..

    artık sosyolojik kargaşa ağız tadıyla bir kenara çekilip ölüm tefekkürüne imkan vermiyor diyor

    çıldırmanın, kafayı üşütmenin bir sembolü olarak kahkaha ise sezai de geliyor boyuna geliyor yalnızlığın gülmeleri şeklinde dize olmuştu...

    bergsonda gülmenin marazi haline dair yazıları da okumak lazım buradaki gülmeyi algılamak için

    ben anlatmış olayım da belki birileri anlar...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 65 tane yorum bulunmakta