On dört on yedi arasıydı yaşlarımız
En yüce dağlar kadar vakur ve dikti başlarımız
Biz bu ülkenin kara sevdalıları,
Yoksul ve kimsesiz çocukları,
Kadifeden yumşak yüreği
Kılıçtan keskindi bakışlarımız.
Seni yazdım şiirlerde
Seni çizdim resimlerde
Seni düşündüm gecelerde
Ben seni gizli sevdim
Haberin olmadı senin
Atamdan aldım ben bu görevi
Söz verdim onlara
İlmimi kendimle götürmeyeceğim mezara
Anlatacağım bildiklerimi dağlara taşlara tüm dünyaya
Susturamayacak beni kan kusan silahlarınız
Ben şehit öğretmenim.
Tahammülü yok artık bu gönlün
Bir daha yanmaya
Ağu değil su istiyor içmeye kana kana
Kapatırım bütün kapıları
Aşktan sevdadan yana
Sen istedin ya
Sana uyunca
Bir ben yarattın benden
Bir ben bir sen
İki ruh iki insan
Bir bedende kıldık mekan
Bir arada olunca doğruyla yanlış
Saymıyorum sensiz geçen yılları ömürden
Yalvarırım gitme bu gidişin çok erken
Sen beni ben seni böyle severken
Dayanamam ayrılamam bu gidişin çok erken
O güzel gözlerinden yaşlar akmasın
Bir çekirdektim düştüm toprağa
Kırdım kabuğumu kabuğum paramparça
Yardı toprağı
Yaprağımın kadifeden yumşak uçları
Yüklediler boynuma dünyadan ağır suçları
İlk görüşte başlarmış en güzel aşklar
Ben seni ilk gördüğümde vuruldum
İçim titriyordu konuşamadım
Bir süre yüzüne bakıp durdum
Sanki seni yıllar öncesinden tanıyordum.
Bunaldığım her anımda
Gecelere sığınırım
Sessiz, ıssız, ışıksız
Çeker beni kendine
Götürür bilmediğim yerlere
Sır olur geceler
Çocukluğumu hatırlıyorum
Uçurtmalar uçurdum kırlarda
Salıncaklara bindim bayramlarda
Koyun güttüm yüce dağlarda
Güneşin altında çapa yaptım
Pamuk tarlalarında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!