Ala Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

Osman Erdoğmuş
561

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Ala Suresi

ALA SURESİ

Mekkidir. İsmini ilk ayetinden alır.

En yüce, tek yüce, biricik yüce manalarına gelir.

İniş sırasına göre 7, Resmi sıralamada 87. sırada yer alır.

Konusu: muhatabını inşa eder. Allah, kainat ve insan ilişkisini ele alır.

Tevhit, risalet ve ahret konularını işler.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

1. TESBİH: Allah’a ram olmaktır. Ne için yaratılmışsa yaratılış amacına uygun olarak varlığını devam ettirmektir.

Tesbih: Kainattaki iradesiz koroya irademizle katılma bilincidir, ve onlardan ayrı düşmeme kararlığıdır.

Tesbih: Rabbimizin bizi koyduğu yerde durup, emirlerine uymaktır.

Tesbih, dil ile söylenen bir şeye indirgenemez. Kur’an’da Rabbimiz “Kâinattaki her şey Allah’ı tesbih etmektedir fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız” buyurmaktadır.

Tesbih: Beşeri limandan ilahi limana yüzmektir. Sana Allah’ı hatırlatan her şey tesbih görevini yerine getirmiştir.

Tesbih: Rabbim Kur’an’da kendini nasıl tanıtmışsa kabul edip, bu sıfatları başkasına vermemektir.

SEBEHA: hareket etti demek. O zaman şöyle diyebiliriz, Yüce Rabbinin adına hareket et.

Zikr, iradeli varlıklar için kullanılır. Tesbih, hem iradeli hem iradesiz varlıklar için kullanılır. İradeli varlıkların birde kendi iradeleri dışında gerçekleşen bir boyutları vardır. Mesela, doğumumuz bizim irademiz dışındadır. Uyurken vücut sistemimiz irademiz dışında tıkır tıkır çalışır. Onlar adeta otomatiğe bağlanmış tesbih etmektedirler. Biz de bu koroya bilinçli olarak katılmamız gerekir.

2. Neden insan Rabbinin adına hareket edecek çünkü yaratan ve yaratılış amacını da içine koyan O’dur.

Allah demek, anlam demektir. Allahsız bir hayat, anlamsız bir hayattır. Rabbimiz vahyi, hayatımız anlam kazansın diye indirmiştir.

FESEVVA: Yaratıyor ve ona bir düzen veriyor. Karıncanın ve arının sistemleri farklı, üretimleri de farklı.

3. Seni kim takdir ettiyse, yolu da o gösterir. Allah yaratsın, senin rehberin şeytan olsun, bu olur mu?

Sana doğru yolu gösterdi. Bu seni doğru yola iletti manasına gelmiyor. Doğru yola yöneltti artık bundan sonrasını sen yürü. Çünkü Allah sana irade verdi. Verdiği iradeyi de kimse yok saymaya kalkmasın.

Senaryo yazılmış, roller dağıtılmıştır. Değil.
Senaryo yazılmış, roller tanıtılmıştır.

Mehmet Akif

O ihtişâmı elinden niçin bıraktın da,
Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında?
"Kadermiş!" Öyle mi? Hâşâ, bu söz değil doğru:
Belânı istedin, Allah da verdi... doğrusu bu.
Talep nasılsa, tabîî, netîce öyle çıkar,
Meşiyyetin sana zulmetmek ihtimâli mi var?
"Çalış!" dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun,
Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun!
Sonunda bir de "tevekkül" sokuşturup araya,
Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya!
Bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden,
Yorulma, öyle ya, Mevlâ ecîr-i hâsın iken!
Yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini,
Birer birer oku tekmîl edince defterini;
Bütün o işleri rabbim görür; vazîfesidir...
Yükün hafifledi... Sen şimdi doğru kahveye gir!
Çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak...
Hudâ vekîl-i umûrun değil mi? Keyfine bak!
Onun hazîne-i in'âmı kendi veznendir!
Havâle et ne kadar masrafın olursa... Verir!
Silâhı kullanan Allah, hudûdu bekleyen O;
Levâzımın bitivermiş, değil mi? Ekleyen O!
Çekip kumandası altında ordu ordu melek,
Senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek!
Başın sıkıldı mı, kâfî senin o nazlı sesin:
"Yetiş!" de, kendisi gelsin, ya Hızr'ı göndersin!
Evinde hastalanan varsa, borcudur: bakacak;
Şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak.
Demek ki: her şeyin Allah... Yanaşman, ırgadın o;
Çoluk çocuk O'na âid; lalan, bacın, dadın O;
Vekîl-i harcın O; kâhyan, müdîr-i veznen O;
Alış seninse de, mesûl olan verişten O;
Denizde cenk olacakmış... Gemin O, kaptanın O;
Ya ordu lâzım imiş... Askerin, kumandanın O;
Köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı O;
Tabîb-i âile, eczâcı... Hepsi hâsılı o.
Ya sen nesin? Mütevekkil! Yutulmaz artık bu!
Biraz da saygı gerektir... Ne saygısızlık bu!
Hudâ'yı kendine kul yaptı, kendi oldu Hudâ;
Utanmadan da tevekkül diyor bu cürete... Ha?

4. Allah sanatını icra ediyor, gör, bak.

Hayat veren, yaşatan odur.

Yeryüzünde senin için sofra kurdu. Yemyeşil otları, bitkileri çıkardı.

5. Sonra yeşili dönüştürüyorum. Kömüre, petrole.

Allah kendi isminin niçin anılması gerektiğini yaptıklarıyla, eylemleriyle söylüyor.

Allah bir ota bile kader takdir ederken (otun bir önü, bir sonu var) sana etmesin mi?

6. Gelen vahiyleri her yıl Cebrail (AS) ile tekrar ederlerdi. Bir nevi otokontrol sistemi.

Daha geniş mana ile: kâinatta, insanın etrafında dönen olayların ve hadiselerin tamamı okuma alanına girer. Kur’an’da zaten okumanın tüm kapsamlarını içerdiği için ”Kur’an” ile isimlendirilmiştir.
FELATENSA: Unutma. Hz. Adem unuttu. Biz unutmayacağız.

Neyi unutacağız? Yaptığımız iyilikleri, kini, nefreti.

7. Gizli ve açık olan; insanın içindeki unutma ve hatırlama güdüleri. İnsan doğuştan unutabilen ve hatırlayabilen bir varlık olarak yaratılmıştır.

8. En kolay yol cennettir. Cennet ise Allah’ın rızasını kazanmakla gidilebilen bir yerdir. O halde seni Allah’a giden yolları kolaylaştıracağız.

Yukarıdaki 2 ayetle alırsak: Bu Kur’an’ı okuman, ezberlemen ve hayatına tatbik etmeni sana kolaylaştıracağız demek olur.

9. Yani öğüt verdiğiniz herkes, öğüt almaz. Aklının kapasitesine göre, dinleyip dinlemediğine göre öğüt alır ya da almaz. Sen hep hatırlat.

Senin görevin gerçeği hatırlatmaktır, unutma. Fayda vermeyecekse öğüt verme anlamına gelmez. KAF 45 (FEZEKKİR BİL KUR’AN) Kur’an ile öğüt ver. Yaptığı yanlış davranışlarla kendini heder eden adama Kur’an ile öğüt ver.

10. YEHŞA: Allah’ın sevgisini kaybetmekten tir tir titreyenler.

11. EŞKA: Allah’la bağını koparan demek. Allah’la bağını koparan hiç öğüt alır mı?
Hak ve hakikatten yüz çeviren.

EŞKIYA: Kanun tanımayan, kanun sevmeyen.

12. Saadetin, mutluluğun zirvesini istemeyenler, ateşin en dibini boylamayı hak ederler.
13. Yaşanmaz ki yaşasın, ölünmez ki ölünsün. Ölmek isteyecek ama ölmeyecek. Ölümü isteyecek.

14. Arınma gayreti içinde olanlar başaracaklar ve kurtulacaklar.

Maddi ve manevi her türlü kirden arınmak. Küfürden, riyadan, şirkten haramlardan uzaklaşmak.

15. Rabbinin ismini aklında tutan, Allah kaygısıyla hareket eden herkes.

Herkes ne der diye iş yaparken Mümin, Allah ne der diye hareket ediyorsa işte o zikir sahibidir.

Tesbihiniz zikre dönüşsün. Zikir, Allah’ı hayatının her anında yanında hatırında tutabilmektir. Yani hayatı Allah bilinciyle yaşayabilmektir.

FESALLA: Bu ayette “Salla” namaz kılmak değil, Allah’tan yana olmak demektir. Tavrını, tercihini tevhitten yana belirlemektir. Bunun içinde namaz da vardır.

16. Allah tercihini kullara bıraktı.

17. Bu dünyada ne kadar kalacaksak o kadar değer ve önem vermeliyiz.

Tercinizi yapın. Plan ve projelerinizi yapın.

18. 19. İlahi mesajlar aynı kaynaktan geldiği için aynı prensipleri içerirler. Bütün kitaplar birbirini tasdik ederler, musaddiktirler.

Bu sureyi (Kitabı) okuduk mu bütün vahiyleri okumuş oluyoruz.

ALA SURESİNİ HAYATA TAŞIMAK

1. İRADESİZ VARLIKLAR ALLAH’I TESBİH EEDİYORKEN BİZ NE YAPIYORUZ?
2. UNUTACAKSAK YAPTIĞIMIZ İYİLİKLERİ, KİNİ, NEFRETİ UNUTACAĞIZ.
3. NASİHAT FAYDA VERİR, İSTİFADE ETMEK GEREK.
4. DÜNYA TERCİHİMİZİ İYİ YAPMALIYIZ.
5. SON İKİ AYET KUR’AN’IN EVRENSELLİĞİNİ BİR DAHA GÖZ ÖNÜNE SERİYOR.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 25.2.2019 23:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş