Köyün sayılı zenginlerinden biriydi,Nalbant Mehmet Dayı,
Biraz kabadayı sayılırdı,veya kazak erkek adayı…..
Kara kuru bir eşi vardı ki, derlerdi O’na Canlı kızı,
Çok sert idi ve de Mehmet Dayı ile barışmazdı yıldızı.
Bir yaz günü saman yapmak için köylüler,
Nalbant Mehmet Dayı'dan patoz istemişler.
Mehmet Dayı kıramayıp patozu vermiş,
Ama bir bilseniz başına neler gelmiş..
Sapların arasına karışan bir parça demir,
Kırmış makineyi,kaza işte, buna ne denir.
Haber vermişler Mehmet Dayı'ya, koşarak gitmiş,
Ne yapmalı derken,ardında Canlı Kızı bitmiş….
Eline bir sopa almış,başlamış bağırmaya,
Niye verdin makineyi demiş Mehmet Dayı’ya.
Mehmet Dayı mahcup olmuş,komşular arasında,
Bir kazadır olmuş işte,şu harman sırasında…
Susturmak mümkün müdür ki,bizim Canlı Kızını,
Sopayı da savurmuş ki,alamamış hızını..
Mehmet Dayı mosmor olmuş kafasını sallamış,
Ama Canlı Kızı'dır bu,hiçbir şey anlamamış.
Mehmet Dayı çok kızmış,almış eline şapkayı,
Al ülen bu şapkayı demiş,ver bana o yazmayı.
Dır,dır edip durursun,bu bağırmaların neden,
Sırtım kaşınıyor zaten,vur o sopayı ülen…….
17.Şubat.2008-Eskişehir
Kayıt Tarihi : 17.2.2008 21:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!