Al Sana Açılım! Şiiri - Ahmet Emer

Yerler kan gölü...
Patlak lastikli taşıyıcı Sazak Köyü yolunda çarmıha gerilmiş!
Delik deşik her bir yeri.
Hava utancından örtüyor sisle üstünü!
Göz gözü görmez yamacında dağın...
Ne Reşadiye duymuş, ne de İslamköy mermi çığlıklarını!
Yerler çiğ, hava kanı donduramamış akıyor ılgıt ılgıt, oluk oluk.
Viraj dönüşü, yokuş aşağı kopmuş kıyamet!
Yerde kıvranan, inleyen askerler can pazarında! ..
Saklanmış birisi nasılsa, korkudan dilini yutmuş, çılgın hareketleri bilinçsiz.
Arif, Emre, Yusuf kan kaybeder yürekten, karanlık can pazarında görücüdeler!

Davullar zurnalar ile karşıla, bağışla demiş babası; yüreklendirdim dedi bir de, dünyanın gözü önünde, çocuğuna der gibi! ..
Oğlu da aynını yaptı gık demeden, torunlarına da taş atım serbestliği verecekti; cam, pencere, otomobil ne varsa önüne çıkanı rahat vurup kırsın!
İyi ettim mi, başka bir emrin olacak mı demeye gitti, eşlikten dönme model başkanına? ! .
Barış ödülü verdiler çanak yalayıcıları, Afganistan' a otuz bin ABD askeri ile Amerikan Savaş Örgütü Nato' ya üye ülkelerden binlerce askeri savaşmaya gönderdi diye!
Onların gözünde savaş barış demekmiş yirmibirinci asırda, yuh!

Sapanlar ellerde, kaldırım taşları mermi!
Molotof kokteylleri içki niyetine; sarhoş etmiş içmeden;
Vur, kır, dök, yak, öldür...

“Biz bu ülkenin insanıyız, kimi nereden kovuyorsunuz?
Kimin camını penceresini kırıyorsunuz? ” diye diklendi canı yanan bir yurttaş.
“Kaskom yok, Allah aşkına arabama zarar vermeyin” dedi öteki, yalvardı evinin önünde dağlıya, garibim!
“Ne mutlu Türk’üm diyen” korkakça, sessizce, gizlice Ana Yurdunda! ..
“Atma Molotof kokteyllerini, zaten gece kondu evim, yapacak param yok yanarsa! ” dedi diğeri.
“Havai fişek kutlamak için, sen yakmak, öldürmek, korkutmak için atarsın kanına susamış, nankör hain”! ..

“Kahrolsun Pek Ka Ka
Kahrolsun ABD
Türk Kürt kardeş
Amerika kalleş”.

“Şehitler ölmez
Vatan bölünmez”.

“Askere uzanan eller kırılsın”.
Irkçı, faşist, sahte Kürt / Ermeni / Yahudi dölleri Pek Ka Kalılar!

İmralı’ daki cani ne ki?
İnsan değil, hayvan bile denmez ucube!
Beğenmemiş yerini, şükretmez yaşadığına!

Mit, Askeri İstihbarat Örgütleri neredeler?
Ergenekon safsatası bahanesi ile yetmiş milyonu dinlemeye para döken, neden ters bakar askere? ! .
Ülke yangın yerine dönmüş, ne gezersin okyanuslar ardında?
Yeter, öptüğün el ağarmaz, gayretin boşa!
Bir gece de evinde yat Allah’ını seversen, devran benim diye, bedava diye! ..

Yandı yakıldı Serap Eser ömrünün baharında, on yedisinde daha; dershane yolunda, belediye otobüsünde...
Kalleşçe atılan Molotof kokteyli ile yok oldu gitti gelecek cevher!
En yakın arkadaşı Rojda gördün mü olanları?
Neler yaptılar Kürt temsilcisiyim diyenler duydun mu?
Bunlar mı Kürt temsilcileri ha bunlar mı? ! .
Köy ağaları, şeyhler, şıhlar mı Kürtler, Kürtler bunlardan mı ibaret? ! .
Pek Ka Ka bunlar zaten! ..
Sen bunlara karşı olmalısın oysa, senin kaderin, senin geleceğin bunların yokluğuna bağlı değil mi? ! .
Sen esrar, eroin, insan kaçakçılığı yapar mısın, yapabilir misin?
Sen haraç alabilir misin, alır mısın?
Sen kan dökebilir misin, tüyü bitmemiş yetim kanı? ! .
Sen bunları yapamayan Kürtsen, seni temsile yeltenen bu namussuzlar neyin nesi? ! .
Bu kakpe, bu alçaklar senin temsilcin olabilirler mi?
Var mı ekecek bir karış toprağın?
Var mı koyun sürün?
Var mı sarayın, villan, yazlığın, kışlığın, lüks cipin? ! .....
Töre diye öz kızını sana öldürtmezler mi?
Töre diye karını kardeşine verdirtmezler mi?
Töre diye kan davası güttürmezler mi?
Töreniz bunlardan ibaretse töreniz batsın be kardeşim!
Ağaya, şeyhe, şıha göre töreniz yerlere batsın, ağa ile şeyh ile şıh ile yok olsun gitsin törenin böylesi!
Böyle töre olmaz!
Olursa işte böyle olur!
Kırallar gibi yaşayan, yediği önünde yemediği arkasında eli kanlı ucube için eylem yaptırırlar sana, sen perişan, sen aç, sen sefilken, Apo namussuzunun bıçağını yalarsın ahmak kurbanlık koyun gibi! ..
Bırak koyunluğu, silkin, kendine gel de at üstündeki ölü toprağını.
Ne ağadan, şeyhten, şıhtan, ne Pek Ka Ka' dan hayır yok sana!
Kendi kaderini kendin yaz!
Kanma satılmışlara, döneklere, kalleşlere, satanlara kendi çıkarı için seni!
Sana okulda öğretilen Öz Atanı iyi tanı, iyi öğren, O'nun yolundan git; Yüce Atatürk' ün yolunda...
O hiç bir ayırım yapmış mıydı?
Koca Kuzey Afrika, Kos koca Asya ülkeleri hallkları boşuna basmadılar O' nu bağırlarına!
Bakma bu çıkarcı, satılmış, işbirlikçi, gaflet, dalalet hatta hıyanette olanlara!
Seni kandıranlar, aç, işsiz güçsüz bırakanlar,seksen lira için yerlere yıkıp süründürdüler, yaşlı, genç, birbirine girdiler kardeşlerin! ...
Düşündün mü neden bu hallere düştün?
Düşündün mü kim / kimler düşürdü seni bu duruma?

Sana en az üç çocuk yap diyorlar, karnını nasıl doyuracağını, ona nasıl bir gelecek kuracağını düşünmeden!
Sen kulunla, ben bakarım, yeter ki çoğal! ..
Yeşil kartı hazır karnındakinin, merak etme.
Sen bana oy ver yeter ki!
Bırak bulamayacağın işi aramayı, bırak yapamayacağın gücü, yan gel yat, hazır bekle demiyorlar mı, neden ha neden? ! .
Neden çalışacak bir işin yok?
Neden çağa uygun yaşayamıyorsun da orta çağlardasın daha?
Sorgulamanın zamanı gelmedi mi?

Tüm camiler klimalı, elektrik, su, temizlik gibi gider sorunları yok da; İstanbul' un göbeğinde bir lise öğrencileri battaniyelerle sınıfta oturuyoruz, üşüyoruz, ısınamıyoruz diye eylemdeler? ! .
Meslek liseleri İmam-Hatiplerden ibaret gibi meslek liseleri bahanesi ile kendi politik arka bahçelerine yatırım yarışındalar neden? ! .
Beyinleri boş şeylerle yıkanmış, düşünmeyen, sorgulamayan, yargılamayan insanlar isterler neden? ! .
Sen bunlara mı layıksın? ! .

Bir çift güvercin uçurduk Şehit Cengiz’ in yoluna.
Baba bastı bağrına Cengiz’im de senin gibiydi diye Mehmet’i, hüngür hüngür ağlarken!
Mehmet’in gözleri buğulu, sisli Mehmet’ in gözleri, bulutlu hava gibi nemli.
Boğazında bir yumruk düğüm!

Şehidimi geri ver Allah’ım diye haykırıyor Fatih’ in anası, elleri havada iki yanda yumruk, dişler kenetli, gözleri kan çanağı.
Biriketten örme, sıvasız, naylon gerilmiş kapılı, fakirhane evi önünde.
“Bakayım yeşil gözlerine yavrumun son bir kez daha.
Asker aylığını geçimlik gönderirdi bize, evimin direğiydi O”.

Ne Obama bilir, ne de Erdoğan bu acıyı!
Birinin iki kızı var yok erkeği.
Öbürünün çürükmüş soğan erkeği!
Erkeklik de yoksul halka özgüymüş meğer!

Harun’ un Annesi “ O ölmedi” diyor, “Bu Vatan için askere gitti yavrum”...

Sen açılmaya devam et okyanuslar ötesine, açılıma.
Eşlikten dönme model başkan öyle buyur etti, “Kürtleri kucaklamak önemli! ”

Türk’ün Meclisi’ nde bir O.....” “dağa çıkarız” diyor!
Çık kocalarının yanına, yandı bir yerin her halde!
Çık, git yat yüzlerce ayının altına, tutan mı var? !
Kıllı göbeklerini kaşısın vahşice, ayıdan azmalar!
Önce İmralı’ nın gönlünü et, en vahşi ucube O!
Sonra sittir git, nereye gideceksen, nankör o.... kancık! ..

“Şehitler ölmez
Vatan bölünmez”.
“Askere uzanan eller kırılsın”.

“Gün gelecek, devran dönecek,
Hainler halka hesap verecek”

“Türk Kürt kardeş
Amerika kalleş”.

“Ne ABD ne AB
Tam bağımsız Türkiye”.

Manda değil, özgürlük istiyoruz.
'Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım'
Hangi satılmış bana manda kuracakmış şaşarım!

“Askere uzanan eller kırılsın”!
Ne mutlu Türküm diyene!
Ne mutlu Atatürkçüyüm diyene;
Ne mutlu yolundan gidene...