Al Beni İstanbul'a Götür Yüreğim 1

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Al Beni İstanbul'a Götür Yüreğim 1

Sende bulmuştum en güzel yarimi İstanbul
“Ben bu kadını seviyorum! ” diye bağırıp durdum da
yaramaz çocuklar gibi bir yaz gecesinde,
gecenin yarısında
Ahırkapı sahillerinde...
Bakıp bakıp da bu sarhoş adama
bir gece bekçisiyle ikiniz
bana güldünüz...
O gülüşlerinizle bile sevecendiniz
sevgili İstanbul
İkiniz de gül’dünüz.

Erguvan Kapısını bulmaya gelmiş İstanbul’a
Amerika’dan bir yazar.
Aramaya ne gerek vardı roman boyu
sorsaydı gösterirdim ona.
İstanbul kadar büyük bir çiçek
bu kapıdan başkasına sığar mı?

Adını değiştirdik kimseler bulamasın diye
sıradan bir ad koyduk.
bir ben biliyordum bunu, bir de eski bir artist:
Erguvan Kapısı'na bakan kahvesinin bahçesinde
tahta sandalyesine kurulup iç çekerek seyrederken
kesimden kurtulan tek bacağıyla Erol Taş
isimli o kahırlı arkadaş…

İlk gördüğümde ne çok şaşırmıştım Kalamış koyunu.
o ne çok sandaldı o öyle, kaç taneydiler sayamamıştım
demek buradan binerlerdi şair Yahya Kemal’le şürekası
dolaşırlardı kimi zaman kürek çekerek
kıyıları biiir bir...
kimi zaman çalıp, kimi zaman söyleyerek.
“Aheste çek kürekleri
Mehtap uyanmasın…”

Hep kendilerinden olacak değil ya
Haydi Sultân-ı Yegâh söyleyelim Münir
bir daha
bir daha
Ama bu kez Yesari Asım’dan olsun ha!
“Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkaaardık
Sandallarımız neşe dolar, zevke dalardık aaaaaah…..”
ay, deniz, sandal, kürekler, yakamoz, müzik....
olmasın sabah.

ilikleri titreten bu ses de neyin nesi!
duyulurdu karşı yakadan, Münir Nurettin Selçuk’un
Boğaziçi’nin beri yakasından çıkan sesi

Şurası Bebek
şurası İstinye
şurası Küçüksu…
hangi akıldan çıkar bu rotanın gizemli izi?
ne güzel yaşatıyor ama torununuz Ahmet Özhan
bir de Emel Sayın…
Sevgili İstanbul, şarkılarında sizi!

Biz en güzellikleri sende yaşadık da İstanbul
bilemedik değerini
Sevgilim, İstanbul’um, ay ışığım
Sanırım ben kadınlarından çok
sana aşığım.

Beyoğlu’nda bir kaldırım taşına oturmuş,
nefesi anason kokan şu kirli kılıklı kadına bakarak
sadaka vermeye kalkmayın dilenci sanıp
yoksa fena marizler sizi…
bir zamanların Türkan Şoray’ıdır
yasalar koyan Yeşilçam’a …
Cahide Sonku’dur o, gözleri andıran denizi

Ama bak Cilalı İbo’yu görürseniz Ayhan Işık Sokak’ta
ya da Turist Ömeri mesela
askerce selam verebilirsiniz ikisine de
karşılıksız bırakmazlar selâmınızı
dahası bir tek sözcükleriyle bile
dağıtırlar kederinizi gamınızı...

Bakın, iyi bakın, dikkatle bakarsanız görürsünüz
az bekleyin
Tünel-Taksim travmayı geçsin de...
tamam, geçti işte, Baylan Pastanesidir şurası,
tam Ağa Camisinin karşısında
eğer Ankara’dan dönüşlerinden birinde karşılaşırsanız
şanslısınız rakı şişesindeki balık Orhan Veli Kanık’la...
Başını onun omuzuna dayamış olan küçük kızın adı Nahide’dir
şairin ölümünden elli yıl sonra bile onu sevecek olan Nahide.
her cumartesi gecesi rakı sofraları kurarak
bıkmadan usanmadan onu anacak olan sevgili Nahide…
Yanındakiler Oktay Rıfat Horozcu ilie Melih Cevdet Anday
Sait Faik Abasıyanık’dır şu karşısında oturan patlak gözlü de…
tüm balıkçıların ağa babası
Kınalı’da, Heybeli’de, Kaşık adasında…

A! .. Cemal Süreya da orada, Ece Ayhan da,
Tomris Uyar’la Ülkü Tamer de beraberler eskisi gibi yine
zaman makinesinde miyiz ne? ...

Mis Sokağa girecek olsaydınız yanılıp da bir zamanlar
ayaküstü, bir seyyar köftecinin mangalını yelleyen
ona Antep işi çoban salatası doğrayan
Şair gazeteci, eski bir ben bulurdunuz orada.
kızdan utangaç kebapçı Urfalı Mehmed Ali’nin
polisten kurtarmak istediğimiz arabasını koşturan bu ara
ateşlerini, küllerini sokaklara savura savura…

Yokum artık orada da hiç bir yerinde de senin
yokum çünkü şimdi bir İstanbul sürgünüyüm ben
ayaklarım bin avcı tuzağında
korumasızım İstanbul’um, sensizim
senin çook uzağında.

Bütün zamanlarda yaman sevmiştim seni
hem de hiç bir sevgilimi sevemediğim kadar yaman
sen ki sığındığım ada olmuştun bana her zaman.
şimdi beni unuttun güneylerde, boynu bükük
sadakatin bu muydu sevgilim, güzelim, İstanbul’um?

İzin ver yine sana düşsün yolum
bil ki ben hala sana köle hala kulum
söz, bu kez tüm yüreğimle,
tüm benliğimle senin olurum.
İstanbul’um
İstanbul’um
canım, ciğerim
İstanbul’um…

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 23.4.2006 00:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İrfan Yılmaz
    İrfan Yılmaz

    Sevgili Fevzi Günenç.

    Güzel bir şiir olmuş.
    Tebrik eder başarınızın devamını dilerim.

    Sevgi ve saygılarımla.
    Her şey gönlünüzce olsun.

    Dr. İrfan Yılmaz.

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay

    Yedi Tepe Yedi Düvel Efsane İstanbul.Anlatmakla bitmez.Saygılar...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Fevzi Günenç