al beni götür
bedenim ağır gelse de
ruhumu götür
savaşlardan, barışlara
acılardan, huzurlara
ölümlerden, yaşamlara
al beni götür
atının terkisine at
kör, gözle
sağır, kulakla
kamçılayarak, örselenmiş düşlerimi
yağmurlarda ıslatarak götür
götür ki;
Güneş doğsun gizlerime
feryat, figana yabancı olan yerlere
gülüşlerin, mutluluğuna götür
sıkıldım her sabah yeniden dirilmekten
oysa ölmek için uyuyorum her gece
yıldızlara öykünerek
al götür beni
ağıtlardan uzağa
yoksulluktan ırağa
gülüşlü halaylara kat beni
Sevinç zılgıtları duysun kulaklarım
Öp beni
sonrasında
Öldür beni
Cesedim komik olsun
kefenim sevgin koksun
yeter ki birazcık gülsün gözlerim
bu cehennem vadisinden uzaklarda
Eylül’ün son demlerinde
bu mevsimin en tatlı yerinde
sararmış yapraklara sararak
al götür beni
ırmakların akışlarından
dağların doruklarının sonsuzluğuna
götür beni
incitmeden…
/mrer/
25.09.2016
Kayıt Tarihi : 21.7.2020 01:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!