Aktütün’den Golfe! Şiiri - Hatice Dayan

Bu bir Pazar yeri…Bu bir vahşetin,vurdumduymazlığın sergisi…
Yine kalbimiz acıdı,yine kare kare şehit cenazeleri izlendi televizyonlarda…
Binlerce annenin figanı yankılandı kulaklarda…Bayraktepe de yapılan terör saldırısında 17 canın soluksuz kalıp can vermesi ilk değil elbette ki!
Ülkemiz bölünmüş K0uzey Güney Kutupları gibi şimdi.Bir taraftan içler acısı hunharsızca ölümler,şehitler,savaşlar bir taraftan da bunca hezeyandan bir haber sözüm ona devlet büyüklerimiz ve yaşam kaliteleri…

Bu alman halkı,sadist,aklı melikelerini yerine getirmemiş faşist bir insan değil.Bizim ülkemizin vatandaşı,aynı toprakta aynı ideallerde yürüdüğümüz yol arkadaşımız! Ama aynı yolda mıyız yada yol ayrımında mıyız bu tartışılır! Ki eğitimine,sadakatine,engin bilgisine dayanılarak başımıza getirilen bir Orgeneralden Aydoğan Babaoğlu’ndan bahsediyorum.Bu bir vahşet,bu bir can pazarı.Bu bir bölünmenin son raddesiydi.Ama Sayın Orgeneralimiz bir hafta sonu tatilinden bile ödün veremedi.Sorun değildi ki hangi gün olmadı ki günü bir terör olayıyla kapatmadık,hangi gün oldu ki başımızı yastığımıza koyduğumuz da bir can kaybı vermeden uyuduk.Oda haklıydı hep böyle çözümsüz sabahlara uyandık! oda alışmış olmalıydı ki katledilen canlar ardından golf oynamaya devam etti.Hayat milyonlarda toz zerrelerinden bir bileşen.Her şey olabilir biliyoruz,farkındayız,belki de kötü bir tesadüftü.O’nun keyif saatine denk gelmesi de sadece bir Denk düşmeydi belki de.Ama ya sonrası! ! ! Şehitler veriliyor,kahrolası terör kahramanları soluklanıyor,cenazeler kalkıyor ama Babaoğlu elinde hala golf sopasıyla rehavetle ilerlemeye devam ediyor.Ki öğrenmişti de!

Ne acıki sindirdik bazı şeyleri…Kayıplara da böylesi can vermelere bile hazımlandı bünyemiz.1981 yasalarından bu yana çözüme ne kadar mesafedeyiz…Kim gerçekten siyaset sarhoşluğundan,gayrimeşru sermaye birikiminden başka bir şeyi hedefledi de Bu lanet olası teröre bir DUR dedi! Kim kişisel hazlarından arınarak bir taş koydu bu duvarları örmek için.Etnik halk,kişisel hak ve özgürlük,var olmayı belirtme ve ispatlama çabası yada tam tersi dış güçlerin en etkin silahın din,dil,ırk,mezhep etnik,özerklik üzerinden strateji uygulaması,gereklilik her ne sebepse bunun adı tam bir TERÖR dür,bu bir acizliğin ayrımıdır.Kan dökülerek,yol ortasından adam kaçırarak dağda terörist yetiştirmek değildir insanlık.Bu yol nereye gider bir muamma…Ama biliyoruz ki kan akıtmalar bu yanlış serüvenlerle devam edecek.
Meclisin iktidarın muhalefetin kendi kendini övüp durma megalomanisinden bir an önce kurtulup daha somut daha akılcı çözümler üretmesinin vakti geldi hatta yolda bile kaldık.Sürekli değişen gündem bültenlerine an yok ki yenisi eklenmesin.Bir yandan arapsaçına dönen Ergenekon Davası,bir yandan yolsuzluğun tam göstergesi Deniz Feneri Gerçeği ve hala başlayamayan davası,bir yandan tezkere kararının uygunluk tartışması ve Irakta ki yansımaları ve tüm bunların sonucunda ekonomide ki ritüelleri düzelmez dalgalanmalar…
Bunca şey yaşanırken sadece showla vicdan rahatlatmak ancak bizim devletimizde görülebilir.Olay çıkar,kan dökülür ve sonuçta parti parti ihtişamlı cenaze törenleri düzenlenir.Tüm televizyon kanaları yine her zaman ki o acıları kareler.O
ölünün naaşına değil dirisine anlamlar yükleyip ölümü engellemedikçe cenaze törenlerine konvoylar-askeri törenler düzenlemenin ne mantığı var ki! Eşinin ardından ağıt yakan bir kadın,daha henüz babasının keşfine bile varamamış bir minik çocuğun hıçkırarak baba diye döktüğü gözyaşları,-’’babam artık gelmeyecek ki’’diye ağlayan başka bir yüz,tüm bunlara kim hesap verebilir ki! ! ! Bırakın artık sahtekarca insanları sadece dramatize görmeyi…Bu iktidar bu yönetim yerle yeksan olmayı kendi kararıyla sonlandırabilmeli…! ! ! Kendi egoları ve iç hesaplarıyla dolu laikliğin sözde olduğunu zanneden bir meclisle mi çıkacağız refaha-demokrasiye? ? ? Tarihinde teröre-teröriste yaptığı destekle nam kazanmış Iraq Lideri Barzani’yle bile şimdi el sıkışan bir Cumhurbaşkanına sahibiz! ! ! Durup biraz düşününce bu milletin acısına gülesim gelmiyor değil,-‘’kendin ettin kendin bul’’dünyasını gör demeden geçemiyorum.Bu vahşetin yönetimle ne alakası var diyenlere sesleniyorum,uyanın bu rüya atmosferinden! ! ! Tüm bu kalpazan çetrefilli düzenin tek sorumlusu sözde Devletimizi yöneten statüsünde ki Abidelerden ibaret…

Bu acı bu yas bu keder biter mi bilinmez ama bu gidişata dur diyebilmek için; bunca teröre siper olabilecek,yolsuzluğa,insan tacirliğine,Ab yolunda Devlet ve ülke bütünlüğü unutmayan,Atatürk ilkelerinden sapmamış sözde değil uygulamada da laik ve demokrasinin u dönüşü yapmadığı bir dünya görüşüne sahip meclisini,yönetim kadro ve teşkilatını şekillendirmek pekala ki biz MİLLETİN ELİNDE…Savaşın,Terörün,ölümlerin,cepte parasız dolaşmanın ve daha nice Çarpıklığın tek nedeni içte ve dışta bir tutum sergilemeyi beceremeyen Sözde Devlet büyüklerimizin eseridir.Bu bilinçle bir milletin bütün düşünüş,harekete geçiş ve eylemleriyle bir DEVLET oluşturduğuna göre yaptığımız bir insani yardımın nereye gittiğinden tutun verdiğimiz oylara kadar her şey bizim yansımamız olacaktır.Her bireyin rüyadan uyanması neyin nasıl niçin olduğunu sorgulamadığı bir toplumda bu terörün beslenmesi daha kolay olacaktır.Bataklık bir zemin mikropların en iyi yaşam sahasıdır.Biz bu alanı kontrol ettiğimiz sürece; askeri,siyasi,ekonomik,kültürel,sosyal alanlardaki tüm kenetlenme ve gayrimeşruda ki geçişe iznin kaldırılmasıyla eminim ki zehirli mantarlar da yaşamını devam ettiremeyeceklerdir.Unutmayalım ki henüz bir duruşu olmayan,dıştan desteksiz tam bağımsızlığını eline alamamış toplumların kalelerini fethetmek daha kolaydır.

Hiçbir şey için hala geç değil.Farkındalık, seçme ve seçilmenin bilinciyle eminim ki önce Daha iyi bir devlet oluşup ve onun yönetimiyle iyi bir toplum refahına ulaşıp,terörün beslendiği kanallar kopartılacaktır.
Şiddetin,gaddarlığın her türlüsüne lanet edip Karabasanların son bulduğu bir Toplum düzeninde,siyahın bitip mavilerin başladığı bir renk kuşağında yaşamak umuduyla…
Tertemiz bir Yönetim ve başlangıçların huzurunda bir ömür diliyorum insanlarımıza…
Başımız sağ olsun…