Yüzyıllarca kaval sesiyle uyanan
Gün, kaçırdı uykusunda nefesini güllerin
Gizli bir umutla taşıdığımız
İçimdeki uzak baharların özlemi
Ne çok yaralıydınız, ne çok yabancı!
İçince geceyi, tuzla buz olan çorbada bıraktık
Dağ kokusunu, menekşeyi, her şeyi
Ah! Neydi o günler, neydi!
Şimdi bir kaşıksınız, vitrinden anılarla
Şimşirden hayallere terk edilmiş sessiniz.
Yankılanırdı dağdan dağa çığlıklarımız
Sazlar oynaktı, rüzgâr delişmen
Akar dururdu uçurumlardan kırların gülüşü
Kör kuyuya attığımız taşlardı seyrine doyamadığımız
Ve yüzlerce ışıklı balon gökyüzüne eşti.
Kaç düş batırdık karlı çatısında saplantıların
Yetmedi gücümüz, dağıldık düş misali.
Kimi yuvasını arayan kuş olduk.
Kimi tan, silindi aksayan günün gözlerinde
Silindi iki seher arası zaman
Bağdaş kurmalar, sonlamalar…
Ve yüreğimde kanayan göç tutkusu
Yarı çılgın, sağır sesleri serap gibi gecenin
Çiğdem zamanıydı hiç unutmam
Karınca yuvalarına yürürdü
Güneşi sırtında taşırken çocukluğumuz
Sanki hiç yoktunuz, var olmadınız hiç
İçimde yağmalanmış rüyaların özlemi
Bir çığdan bir çığa geçer gibi
Uzaklara taşıyorsunuz.
Hangi güle saklanmışsa sevdiklerimiz, hangi dala
Koparalım ocağından, dağılsın bütün dünyaya.
Hüzün çalmadan kapımızı, aksamadan günün yeşil gözleri…
Kayıt Tarihi : 21.6.2009 12:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
melek ayaz
Nereden baktığın ile ilgili.....
Güzel çalışma ne denirrrrrrrrrr...
Tebessümle :)
TÜM YORUMLAR (4)