Akşamüstü Ormanı'nda Kaybolmuş karaca////

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Akşamüstü Ormanı'nda Kaybolmuş karaca////

Bir bambi türküsü,
balkon altı gece serenatları.
Hem ordan bir de
tutunursan sarmaşıklara vesaire;
deme keyfine asıldığın med cezirin.
İşte böyle Ay'lar doğdu, aylar böyle battı
ve gene doğdu;
ve bir daha ama asla batmadı...
Ama aslanın da bir solunda kaldı.
Yani gitmedi geceler, temelli.
Olmadı yani aslanın uzun dişleri.
Soktular bir gece denize itelediler kabuu.
Daha önce inşa etmişlerdi,
o ray gibi şeyin değişik
bir versiyonundan indirdiler...
Tersaneleri doğal yürekleri, doğaları.
Bu ceylan nasıl bir ceylandı.
O kabuğun içinde aylar yıllar geçecekti.
Karacacık çok kitaplar okudu,
hayatı orda devirecekti.
Bazı geceler kamaralarında
ceylan ve o çay içtiler el ele,
dümen başında piposu ve
köstekli radyosuyla dede.
Bir Eliot itki dalgası vuruyordu sağdan
bazen de soldan bir Edgar Poe, Raven! ...
Derinlerden kabarcık sular
fokurdayarak geliyor gibiydi
en taban okyanus derinlerden, gayzer...
: Volkanik mi ki bu gidişler
ara ara su ve yükseliyor göklere
balinadan kafa derisi üssünden
ya da fil hortumundan gibi, kaynaç:
sirk çıkışında, eğitmeniyle,
güneşli, küçücük bir şeyde durduruluyor;
sermaye, ce kovadan su.
Burgaçların hortumdan fırtına denklediği
bu Cebelitarık
ki ayıran Atlantik'i güneyin Akdeniz'inden,
oldukça bazen belli zaman aralıklarıyla
gerçekliyordu kendisini...
Derinlerden, çok derinlerden...
Bir pulsar ya da göz zerrecikleri;
saniyede binlerce kıpırtı, görebilmek için;
saniyede binlerle nabız-patırtı.
Hallaç pamuğu gibi atıyordu
kabuğu bir defa çıkmış fırtına.
AAncak önlemlerini çoktann almış,
üzerine kabuğun bir kapak takmışlardı
-açılıp kapanabilecek, gerektikçe...
Zindan gibi olmamıştı
fakat kararan içerisi gene de;
daha çok, Depardieu'nin şarap mahzeni
aşıklarının aşk sarhoşluğu
ya da Sylvia Plath 'Nick ve Şamdan',
mahzen edebiyatı-kendin bulma ebediyetleri...
Yerde, dalgaların hırçın yani aynasında;
vazgeçmeyecek su yılanları depolanıyordu:
The Rhyme of the Ancient Marinere.
Kaptan köşkü, kamaralar ve sal
ve hatta güverte, hepsi tek bir yerde! ! ...
Ve mağara gibiler şimdi,
ve içeride mum yakıyorlar
Orta Çağ'ın bitmesini bekliyorlar!
yooksa güneşli günde asla kapanmazlardı,
bir cenaze oldu da arabayı çektiler,
o da bu geçecek olan fırtına

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 17.2.2007 16:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mehmet Çoban
    Mehmet Çoban

    Çok değişik ama bir o kadarda güzel çalışma. Kutluyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Akın Akça