Tahtalı'nın Boyvat Nâhiyesi / bi' aralık Bir9yedi2
  (Haybeden aklettim...Naklettim 1 ân...)    
*
Kendine faydasız mihmandar aklım.
Yerdiğim fâniden fazladır saklım.
Seyrine pervâne,bakışım dalgın;
Vîrâne sinemden bahsettim bugün...
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Şiirlere farklı bir ahenk ve tad veriyorsunuz....Oldumu tam oluyor kalıplar...
O bir An)))İnsanın düşündükçe yükselişi,önü alınmaz bir yükseliştir...
kendikendini muhasebe yapmak kadar ,helede günahlarının ağırlığını kavramak kadar,ileri atılabilecek bir adım yok...Tövbeyle konulan nokta...
İnsan olgunluğu ve hakikat ışığı birbirine sarılınca bu nakış ortaya çıkar......düşünür insan ,sayısısz bir An larla karşılaşır...Yüzüne giydirdiği tebessüm elbisesiyle her pırıltının içine girer sanki..önce siyah beyaz iki renk sanarak baktığı dünyaya biraz daha yaklaşmış ve siyahdan beyaza doğru ilk adımı atar...Gökkuşağının renkleri gibi bir renk cümbüşüyle karşılaşır...
O her An bir rengin içinden geçer...Saf tülü iyice saflaşır,cemekanlaşır..yürek o katı halinden dem bu dem yumuşar...her renkten geçişte adeta makamlar geçer...Her renkten bir lezzet almış gönül bu incecik çizgiden gide gide tam olur yani pişmiş olur...Tıpkı Yunus gibi ince çizgiden bir an ayrılmadan taşıdığı odunlarla aşkın yüce makamını kazandığı gibi insanoğlu bu siyah beyaz çizgi arasında ki renkleri tane tane geçerek de pişer....Beyaz renk artık aşkın kaymağıdır...Öksürse tatlıdır...söylese şifadır..çehresine bakan tad alır,yanında bir gün kalan ızdırabını unutur,ellerini bir defa tutan ömrünce huzurludur...Aşkın dereceleri güzeldir...
Sonra ki makamlarını biz bilemiyoruz....
fakat bu bir An düşüncelerle yükselmek ne kadar kolaysa ,düşmekde çok daha kolaydır...insana musallat olan herşey,her ihtiyaç süslü ve şaaşalı görünür...Aldanmak kolaydır çünkü...
İnsan zekası ne kadar fazla olursa olsun kendini alt edecek ,kendine şaşacağı yollar açacak,tuzaklar kuracak İblis'den mutlaka sakınmalı ...
Allah'a inanmadan yükselmek olmaz..Dünyada milyarlarca insan önünde bulduğu hayatla cebelleşmekten Allah(cc) demeye fırsat bulamıyor...Buda şair ve şairelerek olarak bizim az çalıştığımızı hatta bir an düşünmediğimizi açıklar...
En güzel ve en şahane şiirleri yazıp dünyaya yaymayılıyız...Zaten bir mısranız ulaşsa dünya o bir anlık düşünceyle kendini kurtarabilir...Çilelerin boynu kalın...Güzel şiirler ancak hakkından gelir efendim.......sevgi ve saygılarımla......
Tebrikler
Hepsi bir birinden anlamlı ve güzel çalışmalar,kutluyorum...+10
Şiir, yalnız şiir değildir. Hele Ercan bey gibi kelimelerin alt yapısı buhurdanlık gibi tüten, mısraları ruhumuza su serpen şiirlere hasretiz. Bu hsret hayranlığa tebdil ediyor. Teşekkürler azizim.
Mehmet YUSUFLAR
Tebrikler Üstadım!
Her zaman ki gibi derin manalar ihtiva eden harika bir şiirdi.
Haz ve ibret alarak okudum.
Yürek sesiniz susmasın, daima coşup çağlasın.
100+heybem.
Selam ve dua ile..
kutlarım şiir anlatımı şiir akışı şiir konusu vede işlenişi mükemmel..ilhamın bol olsun
Kısa bir anın derin tefekkürü.Antoloji'nin ve şiir dünyasının müstesna şairinden yine bir fevkalade eser.10 puan+ant.
kibrin azametin kendini beğenmişliğin sadece nefsin tutkuları olduğu,gerçekte yaratıcnın tek ve onun eseri olduğu, anlamlı,zor ve güzel bir şiirle anlatılmakta.
anlayan bile ve gören gözlerden olmak dileklerimle.
kutlarım şairim.
sevgili üstadım, değerli şair, tarzınızda siz teksiniz
şairlere örneksiniz
ustalara mihengsiniz,
usta şaire merhaba!
kutluyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.....10
yine şahane bir çalışmaydı can
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta