Akşamları suya iniyoruz güneşle Şiiri - ...

Nilgün Aras
82

ŞİİR


29

TAKİPÇİ

akşamları suya iniyoruz güneşle
hiç şüphe yok iki güzel ceylanız
boynumuz ne kadar ince
biz göle eğildiğimiz zaman

biz göle eğildiğimiz zaman
düşündürüyoruz

Tamamını Oku
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 22.01.2009 - 00:44

    Tarz çok fazla muhabbet duyduğum türden değil. Ama iki şeyi birden başarabilmiş bir şiire beğenmedim deyip kestirip atmak da mümkün değil.

    Şiirin zahirinde (açık, görünen yüzünde) gözlerimin önünde (elbette herkesinki farklı olabilir ama) gölün büyüklüğünden tutun etraftaki ağaçların sıklık ve büyüklüklerine, ağaç gölgelerinde saklı tehlikelere, aniden tiz çığlıklarla başlayabilecek bir kaçışmaya kadar sahnenin tamamı şu an o kadar net duruyor ki, neredeyse tamamını bir tuvale dökebilecek haldeyim.

    Şiir bununla bitmiyor. Şiirin bir batını var (iç dünyası, perdenin arka yüzü) orada da benim Barbar Çağ adını verdiğim 21. YY kepazeliklerinin (vahşetten yersiz -gerekli olduğuna inandıklarım da vardır- sansüre kadar) bütün bir sosyal hayat özetlenmiş gibi.

    Yani şimdi ne olmuş oldu? Ben bu şiiri beğendim mi?

    Hayır. (Durun ya, köpürmeyin hemen. Bitmedi.)

    Çünkü şair işini daha bitirmemiş.
    Yukarıda bir şaheserin çekirdeği duruyor. Batınındaki gerilim sahnesi ne kadar şiddetli olursa olsun, iki güzel ceylanın su başındaki korkuları bile bu şiirde biraz daha müzikalite, daha tatlı esintiler istiyor.
    Son çok yaklaşmış.
    Bir nefes kadar.
    Ve ben onu istiyorum.
    O şaheseri...

    Cevap Yaz
  • Ramazan Topoğlu
    Ramazan Topoğlu 22.01.2009 - 00:34

    Değerli şair ve yazar Nilgün Aras'ın bu şiiri günün şiiri makamına onur katıyor. Bazı şiirler taşındıkları yerin değerini artırırlar.

    Bazıları da azaltırlar.

    Günün Şiiri Makamı sevindi, gururlandı.


    Cevap Yaz
  • Arap Kurt
    Arap Kurt 22.01.2009 - 00:08

    akşamları suya iniyoruz güneşle
    kimse şüphe edemez iki güzel ceylandan
    nasıl da yüksek sesle konuşuyor gölgeler
    ne derin iç çekişi var ağaçların

    biz göle eğildiğimiz zaman
    düşündürüyoruz
    ne ince bir titreyiştir yaşam buğusu
    her yer ne kadar orman
    ne kadar vahşi gözleri var ufkumuzun


    bu şiiri daha önce okumuştum
    ancak şiir buraya asılınca yani görücüye çıkınca bakış acımız biraz daha farklı oluyor
    anlatımı ve benzetmeleri güzel bulmakla beraber
    sanki biraz fazlalıkları var gibi geldi bana
    yani:aynı duruş ve davranışı anlatan dizelerin fazlalılığı dikkatimi çekti...zaten beğendiğim ve şiirin özünü anafikrini temsil eden kısmı yukarıya aldım..!
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Tuhan Turhan
    Tuhan Turhan 23.10.2008 - 15:40

    ah toprak uyar bizi
    özgürlük hangi yönde
    hangi kaçış
    diğer fikrin doğrusu

    mükemmel bir şiir yabancı olduğum bir baskış açısı farklı bir anlatım ama anlamak isteğimi çok iyi anladım.

    BİR DUYMA DA GÖR

    Bir duyma da gürültüsünü
    Dallarda çıtırdayarak açılan fıstıkların,
    Gör bak ne oluyorsun.
    Bir duyma da gör şu yağan yağmuru;
    Çalan çanı, konuşan insanı.
    Bir duyma da kokusunu yosunların,
    İstakozun, karidesin,
    Denizden esen rüzgarın...

    bu Orhan Veli şiirirni anımsattı şiiriniz öteleri duyabilen bir analayışa incaliğe sahipsiniz tebrikler.

    Cevap Yaz
  • Ekrem Bozkurt
    Ekrem Bozkurt 30.04.2007 - 23:47

    kutlarım duygu dolu dizelerinizi....
    ekrem bozkurt

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 24.02.2007 - 16:16

    Bu kadar güzel mi olur bir şiir..

    Eskiden kimi otelllerin hemen girişinde -reception desem değil- müşteri karşılama yerlerinin arkasına bir pano gibi asılan ceylan resimli halılar vardı..

    Evlerin beyaz badanalı duvarlarına da asılırdı, hacdan gelenlerce getirilen seccademsi bir dokumayı andıran bu resimden.. (Antep işi derler diye ir ses geldi şu anda kulağıma)

    Hep bir şiir harekete geçecekmiş gibi gelirdi o üzeri tüylü dokuma tabloya baktığımda..

    Evren insana doğal akışı içinde statik durağan bir his veriyor çoğu zaman..

    Evrensel işleyişe, yüreğimizle odaklandığımızda, ta içimizde duyduğumuzda evrensel nesneleri, inanılmaz şeyler başlıyor:

    Ağaçlar iç çekiyor, gölgeler konuşmaya başlıyor, toprak fısıldıyor, evren; gizil anlamını konuşur ve hareket eder,görünür hale getiriyor.

    Beş duyumuzun üzerinde bir duyum haline dönüşüyoruz böyle zamanlarda..

    Bu şiir hakkında sözlerimi toparlayamayacağımı biliyordum aylardır..

    Sözleri böyle savrulur hale getirmesi, anlamın kendisini yakalamak yerine kenarlarında gezinmeye zorlaması, şiirin oluşturduğu metaforun gücünden desem...

    Nitekim diyorum da, çünkü böyle bir şey var işte bu şiirde

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çakıroğlu
    Hüseyin Çakıroğlu 15.12.2006 - 17:41

    muhteşem

    Cevap Yaz
  • Ali Tekmil
    Ali Tekmil 11.11.2006 - 11:18

    Bütün giz'ler yeryüzüne bir saklı dil'le gelirler... Akşam ya da sabah, öğlen ya da ikindi farketmez ; durup bir 'açık alanda ' durdukları yeri işaretleyip giderler... Bu, genelde bir defter yaprağı olur. Bizler de onları şiir diye okuruz.

    Cevap Yaz
  • Hayati Yavuzer
    Hayati Yavuzer 15.10.2006 - 01:53

    '....
    nasıl da yüksek sesle konuşuyor gölgeler
    ne derin iç çekişi var ağaçların

    Harikulade!
    ...'

    Cevap Yaz
  • Şükrü Özmen
    Şükrü Özmen 09.10.2006 - 01:25

    ne ince bir titreyiştir yaşam buğusu

    titriYORUM......


    muhalifx............

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta