Ürkütülmüş deniz martılarının
Kanatlarından uçuşan tüylerin savruluşu muydum•?
Yoksa ayrılık sirenlerini çalan
Akşam vapurunun gözden kayboluşu mu?
Ne Sahilin palmiyelerine dokundum
Ne de dalgalar köpüklerini ayaklarıma vurdu
Demir alan vapurun
Doğuya uçan martıların yönünde
Kımıldamadan saatlerce durdum
Neler geçti düşlerimden
Bölündüm parçalandım sustum
Gölgesi suya düştü
Aşk dolu cümlelerin
Yüreğimi yerine takacak yürek
Kaç kez gururuna teslim olmuştu
Penceremdeki ay kaç kez vurulmuştu
Azgın sularına kapıldığım sevgili
Sürüklenip gitmekten yıldıramamıştı
Korkmuyordum yangından
Fırtınadan, selden
Karanlık gecelerden
Korkmuyordum artık
Sıratın köprüsünü
Tepe taklak geçmekten
Toprağına karanfil ektiğim sevmelerimin
Diplerinde hüzünler yeşerdi
Ne zaman aşka tutunacak olsam
Ne zaman saçlarına dokunmak istesem
Yalnızlığımla dertleşmem için
Bahçeme hazan düşüyor
Dereler ırmaklara akıp gidiyor
Uzak yerde kaval çalıyor biri
Yıldızlar kayıyor dağların ardına
Sanırım saat gece yarısını geçti…
Sibel Kılıç....
Sevdayeli....
Kayıt Tarihi : 17.1.2016 21:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)