bir akşamaltı
yağmur
uğunduruk kumar çiçeklerinde ful dam...
per gecenin
safran yıldızları ağlak...
aç
gördüm elin ez az
ağzın kadar bozuk...
geç babam geç
bu akşamaltı
mahpus yürüyüşü kadar bereketli
ve lakin
bilmiyor parmaklıkların kuşları
takla...
yani lacisi akıyor
birdenbire şaşıyor yani
fişlenmiş menekşe
gözleri unut bakıyor
bahçede can eriğe
köşede mindere...
bu gün ayın dörtyüzyedisi
yarın sıcak kan gibi
zorluyor yaprakları
ince dudaklaarını büze büze
güvercin ağlamakları...
besbelli zor
gözlerim diken diken
şimdicek bastım sağrıma
akşamaltı
söğüt dalı
boylarını
oylarını...
a yavru yavru
yaz turna da olsa
bu hasret yeter bana...
Kayıt Tarihi : 4.4.2011 08:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ülker Ercihan](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/04/aksamalti.jpg)
devam edemeyeceğim bağışla:((
Özgün,üst düzeyde tutulmuş ayrık bir söylem;okurda derinlikli düşünmeye davetleyen bir şiirsellik...
Gerek içerik olarak ve gerekse biçem olarak nokta atışıyla şiire düşürülmüş metaforlar.
Çok beğendim.
Özeni / emeği kutluyorum.
Erdemle.
TÜM YORUMLAR (6)