Aylak günlerimi yaşıyorum,
Kasırga sonrası soğuk zamanda.
Yaşamın sürüklediği mekanlarda dolaşıyorum,
Serseri gibi....!
Tren düdüğü uyandırırken tan vakti şehri,
Vagonlarında geziyorum,
Ege Ekspresinin.
Menemenden, Manisa’ya uzanıyorum,
Yeşillikler içinde akan derelerde.
Güneşle dost, arkadaş insanlar tanıyorum,
Viran vagonlarda.
Genç, yaşlı, çoluk, çocuk.
Sohbet anında karlar arasına dalıyoruz.
Sıcak, demli az da dumanlı.
Dilenci vapuru misali,
Her istasyon dolduruyor vagonları,
Balık istifi......
Gözlerimin hasret kaldığı güzellikleri yaşıyorum,
Akhisar, Soma, Savaştepe karlar arasında,
Kah ıslak kah güneşli.
Öğle vakti...!
Kuru ayazda Balıkesir.
Sohbetler koyulaşırken,
Yaşlı dede, alıyor karşısına beni.
Bakışıyoruz, genç - yaşlı gözlerle.
Uzanırken Kepsut, Dursunbey, Harmancık, Kütahya,
Ruhumun derinliklerinden beni ve dertlerimi okuyor.
Nasihatler,
Yaşanmış yaşamından.
Uzatıyor dokunmadan kulaklarımı,
Küçük küçük küpelerle.
Kütahya, Eskişehir arası gün batımı...!
Boşalmış trende düşüncelerimle bir ben,
Havada asılı kalmış nasihatlere hak veriyorlar,
Akşam zamanı Eskişehir’de...
06.02.2001 - Eskişehir
Mehmet KalayKayıt Tarihi : 13.1.2004 10:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!