Dikenli akşam üstleri.
Güneşin sırtına inen bir hançer,
Yaralı ışıkları taşıyan bir sedye;
Akşam üstleri.
Çam kırıkları ile dolu bahçe duvarlarına
Bebek elleri dokunurken,
Bir yaprağın ömrünü uyuz bir kurtçuğa
Teslim eden,
Deli çağında babasından sakladığı sigarayı,
Duvar diplerinde askıya alan üniformalının,
Tütsü dudaklar arasında, peşmerge ateşi taşıyan
Casusun acı bakışını
Ve kokuşmuş bedenler altında,
20 yıl sonrasının hayalini satın alan yosmaların,
gözlerini çalan.
Dikenli akşam üstleri...
Bulutların ardında bir ülke hayal ederken,
Sabunsu kokulara muhtaç kalan esirin,
Her sardığı simit de yüreği çıtırdayan,
Serseri bıçaklar arasında simitçinin.
Heybeye yürekli koca bir delikanlının,
Son bir kez baktığı;
Akşam üstleri.
Benim hep gördüğüm,
Her gece içime bir yılan sokup,
Sabah kelebek uçurduğum yatağımdan.
Hep gördüğüm...
Güneşin sırtına yediği hançerden başka bir şey değil,
Cesedini kıyıya sürükleyen akşam üstleri...
Kayıt Tarihi : 7.1.2006 19:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!