Böyle yalçın dağlarda sessiz dolaşanlar kim
Köyler, ufka dizilen tozlanmış birer resim
Yollar, köyleri saran eskimiş çerçeveler...
Sesler çıkmadan söner paslı çıngıraklarda
Yassı tabanlarını sürükler bir kenarda
Boynu kısa develer, boynu uzun develer...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Şair, Yedi Meşalecilerden biri. Edebiyat dünyasında bir tıkanıklık olduğundan yakınarak Türk şiirine yeni ufuklar açma hedefiyle, şiirlerini sığ buldukları için Beş Hececiler'e tepki olarak ortaya çıkmışlar. Edebiyattaki ilkelerini 'samimilik, canlılık ve devamlı yenilik" olarak açıklamışlar. Bu nedenle Fransız edebiyatını örnek alacaklarını belirtmişler.
Sonuç 'boynu kısa develer, boynu uzun develer'. Sahi Fransa'da deve yetiştiriliyor mu?
Şaire rahmet diliyorum.
Ne demişler, dervişin fikri ne ise zikri de odur. Herkes kendini/derdimi, hali pürmelalini anlatır.
Yahut; koyunun kırk türküsü var, kırkı da yünü üstüne.
İşte öyle.
çok iyi şiir vesselam.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta