Böyle yalçın dağlarda sessiz dolaşanlar kim
Köyler, ufka dizilen tozlanmış birer resim
Yollar, köyleri saran eskimiş çerçeveler...
Sesler çıkmadan söner paslı çıngıraklarda
Yassı tabanlarını sürükler bir kenarda
Boynu kısa develer, boynu uzun develer...
Günle birlikte erir uyuklayan mor dağlar
Ekilmemiş tarlalar, çalı bitiren bağlar
Döker her kalbe kırık bir lambanın isini...
Adımlar derinleşir renklerin vedaında
Bir dua okur gibi gezdirir dudağında
Deveci türküsünü, yolcu sevgilisini...
Kayıt Tarihi : 24.4.2015 11:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sabri Esat Siyavuşgil](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/04/24/aksam-ve-develer.jpg)
Sonuç 'boynu kısa develer, boynu uzun develer'. Sahi Fransa'da deve yetiştiriliyor mu?
Şaire rahmet diliyorum.
Yahut; koyunun kırk türküsü var, kırkı da yünü üstüne.
İşte öyle.
TÜM YORUMLAR (3)