Alın yazısı gibiydi durgun suları üzerinde gölün; rüzgar
Sözün fısıltı olup dört bir yandan seslendiği günün
sonuna doğru,
İki parça bulutun tutsaklığından kurtulup güneş
son bir bakışıyla ısıtmasaydı yüreğimi;
kendimi akşamın alacasına bırakmazdım.
Saat başı öten kuşların uyandırdığı,zamanın kayıkçıları taşıdı beni gölün öbür yakasına,
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir