akşamı getirdim size ölmüş
sözden düşmüş üç kusurla
boynumdan çözmediğim rüzgâr
uzakların isteğiyle kaybolan
suskun kasaba arkadaşlarım
vurulmuş zamanın içine
bırakın
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
abacı dağına saldım sığırı
sırtlarım bağladı nasır yağırı
insaf edip ağla akıt gözyaşın
sevgilim ben sana açsam bağırı..
işte ben böyle bir şiir istiyorum.. yoksa rahmetli ebemde yazardı..
karlarmı yağmış yirmilinin dağına
dostlarım kına yaksın eline
palaskanı.. sıkışş bağla biline
çetindir zabidin.. döver a yavrum..
.. yazardı dediğime bakmayın okuması yazması yoktu ebemin.. dil ile söyler aklında tutardı.. biri birine haksızlık yapsın haksızlık yapan.. garip biri hakkında kötü söyleyen horlayan kimse az varlıklı ise.. ineği ölmüş bi fakir için iyi olmuş nalete dedi ise..
bir gün olur seninde.. çarkını.. kırarda felek
ya kalbur satarsın yada elek..
a gavur köpeeğnin kızı diye iki dizeyi anında uydurur anında söylerdi.. o da şair olamadan ayrıldı bu fani dünyadan rahmetli dedemde.. her araba ile geçene baktı baktı..
aaah dedikçe bağrım kütüüür kütür kütüier
merkebin iyisine bindi bizden kötüler.. dedi durdu.. o da şair olamadan göçtü fani dünyadan..
şair olma başka.. şair adam.. kırk adım öteden.. iki sineğe bakar..aşk ile birbirlerine sevgi sözcüğümü fısıldıyor.. kavgamı ediyor bilir.. öyle keskin göz olur şair adamda..
şair adam.. kırkpınarlarda.. yağlı serbes grekoromen.. kulakları kırık olur.. ben kulağına bakınca bilirim o adamın şairlik yapıp yapamayacağını..
ses en basit tanım ile.. akciğere alınan havanın... gırtlak borusundan .. ses telleri ile titretilip.. dilin tezene gibi mızrap gibi kullanılması sureti ile.. nameli hale getirilen.. molekül haldeki oksijen nitrojen 0nbinde bir diğerin.. bir verici gibi boşluğa salınıp..
kulakta bir verici gibi toparlanıp..örs çekiç östaki borusu kanalından süzülen bu ince küçük hava zerreciklerinin.. kulak zarında oluşturduğu etki ise.. siz kalkıp adamın kulağı dibinde kese kağıdı patlatabilirmisiniz..
adamın kulağı dibinde.. borozan çalıp dinamit atıp el bombası sallayabilir.. ulu orta kişneyebilirmisiniz..
işte şiirde.. mürekkep vasıtası ile harf formuna dönüştürülmüş.. ses özlerinin.. kağıt adı verilen.. zara çarpıp.. okur gözü ile temas anından itibaren..
sırası ile.. başlık.. düzen şekilce önce gözüne hitap edecek.. girişte kötü koku barındırmayıp bilakis okur iştihası açar.. giriş gelişme sekmeleri arası bol bol gül çiçek esans yayılıp.. sonuçta.. börtü böcük ile sonuç sekmesi şişirilirken.. börtü iken börtü böcük iken böcük bu şiire doluşmuş ben niçin nektarlanmayım ana fikri anfaje edilip.. okuma arzusu kamçılanacak..
bu yapılırken.. çatlak sesler.. kakafonik.. kulak tırmalar gürültüden kaçınılıp.. aşk sevgi sözcükleri fısıldanıp okur cezbedilecek.. onu çok az ölçekte gerilime tabi tutup akabinde gevşetecek sözcük masajları çekeceksin.. bir rüya aleminde.. bir hisseli harika kumpanyasında dolaştıracak attaya bindirecek.. deveaynasında.. komik görüntüsüne güldürüp dönen salıncaklarda uçurucaksın.. yoksa ebemde yazar..
a nın öldüğünemi yanıyın hay yavrum
b nin iki kolu yandı onamı yanıyım
suriyemin bacaklarını kestiler onamı ağlayım..
şair adam çıkar.. adam gibi.. ne söyleyecek sözü ne özetler.. şiir kuralı kaidesi içre.. onları kalıba yatırır.. üzerine ağırlık kor bi gece bekletir düp düzgün.. bu dergahtan içeri yamuk odun sokmuyacaksın kardeşim.. benim aklım ona erer..
bu güzel bu güzide bu düzgün.. bu devenin gıpta ile baktığı enfes çalışmayı tebrik eder.. şuraya kırk günün başı tütün almaya geldim akşam dönecektim köye bu enfes şiir yüzünden.. gidemedim.. mesaj çektim hocam yarın gelecem diye.. bu harkulade çalışmayı kutlarım ne desem az.. nasıl yazdınız bu enfes şiiri dokuzuncu harika olmuş bu aday gösterilmeli.. alkışlıyorum..
şükrü erbaşın şiiri gayet açık ve net aslında...
Köylüleri Niçin Öldürmeliyiz?
Çünkü onlar ağırkanlı adamlardır
Değişen bir dünyaya karşı
Kerpiç duvarlar gibi katı
Çakır dikenleri gibi susuz
Kayıtsızca direnerek yaşarlar.
Aptal, kaba ve kurnazdırlar.
İnanarak ve kolayca yalan söylerler.
Paraları olsa da
Yoksul görünmek gibi bir hünerleri vardır.
Herşeyi hafife alır ve herkese söverler.
Yağmuru, rüzgarı ve güneşi
Birgün olsun ekinleri akıllarına gelmeden
Düşünmezler...
Ve birbirlerinin sınırlarını sürerek
Topraklarını büyütmeye çalışırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
Çünkü onlar karılarını döverler
Seslerinin tonu yumuşak değildir
Dışarda ezildikçe içerde zulüm kesilirler.
Gazete okumaz ve haksızlığa
Ancak kendileri uğrarlarsa karşı çıkarlar.
Adım başı pınar olsa da köylerinde
Temiz giyinmez ve her zaman
Bir karış sakalla gezerler.
Çocuklarını iyi yetiştiremezler
Evlerinde, kitap, müzik ve resim yoktur.
Birgün olsun dişlerini fırçalamaz
Ve şapkalarını ancak yatarken çıkarırlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
Çünkü onlar köpekleri boğuşunca kavga ederler.
Birbirlerinin evlerine ancak
Ölümlerde ve düğünlerde giderler.
Şarkı söylemekten ve kederlenmekten utanırlar
gülmek ayıp eğlenmek zayıflıktır
Ancak rakı içtiklerinde duygulanır ve ağlarlar.
Binlerce yılın kalın kabuğu altında
Yürekleri bir gaz lambası kadar kalmıştır.
Aldanmak korkusu içinde
Sürekli birbirlerini aldatırlar.
Bir yere birlikte gitmeleri gerekirse
Karılarından en az on adım önde yürürler
Ve bir erkeklik işareti olarak
Onları herkesin ortasında azarlarlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
Çünkü onlar yanlış partilere oy verirler
Kendilerinden olanlarla alay edip
Tuhaf bir şekilde başkalarına inanırlar.
Devlet; tapu dairesi, banka borcu ve hastanedir
Devletten korkar ve en çok ona hile yaparlar.
Yiğittirler askerde subay dövecek kadar
Ama bir memur karşısında -bu da tuhaftır-
Ezim ezim ezilirler.
Enflasyon denince buğday ve gübre fiyatlarını bilirler
Cami duvarı, kahve ya da bir ağaç gövdesine yaslanıp
Onbir ay gökyüzünden bereket beklerler.
Dindardırlar ahret korkusu içinde
Ama bir kadının topuklarından
Memelerini görecek kadar bıçkındırlar
Harmanı kaldırdıktan sonra yılda bir kez
Şehre giderler !..
Köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
Çünkü onlar otobüslerde ayaklarını çıkarırlar
Ayak ve ağız kokuları içinde kurulup koltuklara
Herkesi bunalta bunalta, yüksek perdeden
Kızlarının talihsizliğini ve hayırsız oğullarını anlatırlar.
Yoksulluktan kıvrandıkları halde, şükür içinde
Bunun, tanrının bir lütfu olduğuna inanırlar.
Ve önemsiz bir şeyden söz eder gibi, her fırsatta
Gizli bir övünçle, uzak şehirdeki
Zengin bir akrabalarından söz ederler.
Kibardırlar lokantada yemek yemeyi bilecek kadar
Ama sokağa çıkar çıkmaz sünküre sünküre
Yollara tükürürler...
Ve sonra şaşarak temizliğine ve düzenine
Şehirde yaşamanın iyiliğinden konuşurlar.
Köylüleri niçin öldürmeliyiz ?
Çünkü onlar ilk akşamdan uyurlar.
Yarı gecelerde yıldızlara bakarak
Başka dünyaları düşünmek gibi tutkuları yoktur.
Gökyüzünü, baharda yağmur yağarsa
Ve yaz güneşleri ekinlerini yetirirse severler.
Hayal güçleri kıttır ve hiçbir yeniliğe
-Bu verimi yüksek bir tohum bile olsa-
Sonuçlarını görmeden inanmazlar.
Dünyanın gelişimine bir katkıları yoktur.
Mülk düşkünüdürler amansız derecede
Bir ülkenin geleceği
Küçücük topraklarının ipoteği altındadır.
Ve birer kaya parçası gibi dururlar su geçirmeden
Zamanın derin ırmakları önünde...
KÖYLÜLERİ, SÖYLEYİN NASIL NASIL KURTARALIM ?..
Şükrü Erbaş
ekinler başak açtı
ahırda at eşek açtı
eşeği saldım çayıra
at attığım taşa kaçtı..
..şiir böyle yazılır.. ardarda makineli gibi car car car gereksiz kuru gürültü olmaz.. insanlar yaşamaktadırlar ve mutsuzdurlar.. mutsuzluğun temel sebebi ilk dizede belirtilir.. dünyada nimetler o denli bol iken.. birileri açtır.. giriş segmesi..
fakat üzülmemek gerekir.. dünyada ne kadar kötü var ise iyiler eksik olmaz film mutlu son ile bitecek.. eşek çayıra salınır.. gelişme segmesi..
.. fakat kötü niyetli at.. filmin kötü adamıdır.. o ekin başaklarına aşık olmuştur onları yemek ister.. nasibine düşen çayır onu tatmin etmez.. kahramanımız mücadelesini verir ata taş atar.. kötü gider iki, iyi baş başa kalır.. sonuç segmesi..
şiir budur.. filim budur.. şimdi ortada bir sevgili var.. bak aktör ve kötü adam var.. aradan iyimi çekilsin yani.. sanat.. doğadaki güzelliği tuale fırça ile yansıtmak.. notadaki güzelliği kulağa mızrap ile.. yay ile.. üfleyip nefes ile vermek ise.. şiir de.. hayatın güzelliklerini okura yansıtma aksettirme hikaye etme olayı.. gözünde canlandırma.. dejavu etme bende buna benzer şey yaşamıştım ah keriman beni terketmiştin dedirtme olayı.. olgusu.. ön koşulu da.. anlaşılır yalın sade.. ve ölçülü.. dil..
sevgilim seni görmesem ölecekmiş gibi olmuş oluyorum..
sen bana sürahi ol ey yar. ben sana dökülüp doluyorum..
işte ben böyle iki dize istiyorum.. kim nerde ne zaman.. olay ne.. basit anlaşılır sade..
ben şiir olduğu iddia edilen nesnenin başlığından bile onun ne olduğunu sezinlerim.. gel gör ki vicdanım beni rahat bırakmaz..
- ön yargı toplumsal hastalık.. mühim olan iç güzelliği.. seninde faça bozuk ama.. karekter nispeten iyi idi vicdan sahibi idin başlıkla yetinmez okurdun gitgide karekterin bozuluyo.. der.. o sebeb tıpkı pazardan aldığım elma çok parlatılmış ise.. lezzetsiz olabileceği gibi.. pek ellenmemiştir ama evde beni şaşırtır ya.. iki dizeye bakarım.. şiir olup olmadığını iki dize ele verir.. ustalarım altı yedi saniye diyor ben onlardan daha kısa süre üç saniyede anlarım neyin ne olduğunu.. bir şişeyi kafaya dik sumu.. çocuk zırzopluk yaptı idrarmı anlamak kaç saniye çeke..r en çok üç saniye.. haa onlar benden usta başlıktan anlıyabilir saygı duyarım.. ama dizede ben onlardan öndeyim..
ben sadece iki dize istiyorum şiir gibi iki dize.. altına az dişini sıkıp iki dize daha eklesin.. ama dörtlük tamamlanıp kıta olduğunda.. hah bu bir şiir kıtasıdır diyeyim.. ben doktor isem neren ağrıyor diye sorduğumda.. en basit edebiyat bilgisinden yoksun hasta..
- ahanda garnımdan keklik kibin sesler geliyor
yürekte yaralı tohtur bey.. aşk acı.. bağrım deliyor..
şeklinde kısa öz derdi sıkıntısını anlatsın.. kalkıp bana..
-dün ireçil yidim yatağa girdim garabasan gibi bi ağrı üstüme çöktü sankı omuzumdamı gumbar bağpursuğumdamı disem garıncalanma gibi yil gibi bişiy saplandı gibi oldu tür ağız oyunları kelime şaklabanlıkları.. sözcük hokkabazlığı ile şiir olduğu iddia edilen nesneyi şişirip sonuçta..
şizofren tanısı için hastane hastane dolaşmasın.. hepsi bu..
sen avukatsın beni savunama.. sen hastasın derdi anlatama.. sen doktorsun hastayı bilgilendireme.. sen sunucusun eee sayın izleyiciler.. nası desem sayın vatandaş bi olay oldu ama nasıl anlatsam böyle habercilik olurmu yaa.. kekeme adam maç sunar.. şebekler hava durumu verebilirmi.. şiiir dil ile yazılır.. dilini daldırırsın mürekkep hokkasına.. şiir okurun bağrına bağrına yazılır.. şiir destan şeklinde.. şiir.. segah şiir koşma şiir hiciv şiir güzelleme.. şiir divan şiiri şiir aruz şiir serbes şiir hece.. ön koşul şiiir şiir gibi yazılır..
milli hislerime hitap ettiği denli.. duygu yoğunluğumu açığa çıkarıp beni yesie garkeden.. bu.. büyük vatan şairi.. bu büyük halk ozanı.. bu ulvi şair değerimizi.. tebrik ediyor başarı devamı diliyorum.. nerdesin ey sevgili..gözyaşımı paspas ile siliyorum..
Dünki şiiri ilk okuduğumda pek tutmamıştım. Kemal İspir beyin yorumlarını okuduktan sonradır ki dünki şiiri tekrar tekrar okuyarak şiirin derinliğine vakıf oldum. Yorumcuya dün için teşekkür ediyorum.
Bu günün şiirine gelince; Kemal bey'in bu günki şiirle ilgili yorumlarına hiç ama hiç katılmadığımı ifade edeyim. Şiirde derinlik,var mecaz var, imge var. Hemi de tutarlı ve arka planda yürek var . Şairi kutluyorum
şiirde;köylülerin anladığı ve beğendiği,şehirlilerin anladığı ve beğendiği ya da eğitimlilerin anladığı ve beğendiği,eğitimsizlerin anlamadığı ve beğenmediği veya şiirden anlayanların anladığı ve beğendiği,şiirden anlamayanların anlamadığı ve beğenmediği gibi bir kategorizasyon henüz yapılmadı Kemal bey..belki bir gün o da yapılır da hepimiz rahat ederiz....
iyi şiirdi...
Evin Ateşi
sonra tren geçti ve ben kaldım
uyku bekleyen vagonda
altı fotoğraf, çömelmiş bir cuma
sabıka kaydı, sağlık raporu
arka cebimde ilmuhaber, içi
yüzük dolu bir parmakla
güle açılan kartırnağına baka
kaldım
marttı ya da akşamdı
geliyorduk öpüşmenin kanatlarıyla
bir harfe yaslanmaktan
eğildik
hamsilos koyunda durup, fotoğrafa bakmayı
güvercinlere kanat takmayı
seviyorduk dudaklarımızın örtüsünü
ama olmadı sana bakan benimle
şimdi eşitiz dedik cüzdanımızda ev
dizimize sıçramış güneşatı
darende yağmuru
baktıkça iki göz gibi iç içe
raylara çizili aşk oluyordu her şey
ama imza bu
ağzından aldığım gök
suya değen dilim
gibi durmuyor mendilinde elin
bu uçurum bulaşıcı
bak büyüyor gözü kanlanmış bir
baba gibi gibi ay
aramızdan alalım bu aralığı
gel, evde kağıt var konuşalım dedim
ama olmadı bana bakan seninle
sonra bir dağ geçti ağzında evin ateşi!
Cenk Gündoğdu
bu şiiri de oldukça güzel şairin..beki bundan daha da güzel...
kapalı şiirler seven Lara Açanba(Aysun Demirtaş) dostumuz geldi aklıma bu şiirleri okuduğumda..
şiir zincir ile yazılır şiir takoz ile yazılır şiir çekme halatı ile.. daha neler..
yazacak adam çıkar.. erkek gibi.. kalemi yoksa odun kömürü ile.. oda yoksa dudak boyası ile salon aynasına.. traş köpüğü ile banyo aynasına.. şiir okul duvarına.. şiir çöp konteynırına.. şiir apartmanın merdiven boşluğuna yazılır..
ben şiir yazacak adamı bilirim yazıcak adam çıkar adam gibi ben şiir yazmk istiyorum ama kalemim yok der.. karlı kış günü kardan adamı yer.. idrarı çoğalsın diye.. yediği kardan adam ile karın üzerine gider sağ ayağını kaldırır yazar yine yazar..
yazamayacak oynayamayacak aha yerim dar aha çok yorgunum kıvırmasın çevirmesin ben yazacak adamı amortisöründen tanırım.. yazacak adamın menteşeleri yağlı olur.. gıcırdamaz.. keman gıcırdar.. yazacak adamın süt dişi dökük olur.. sağ alt çenede yirmi yaş ile üst çenede bir kaç köpekdişinden başka dişi olmaz şairin..
ben şairi ısırışından.. ben şairi cırmalayışından bilirim.. şairin.. burnu küçük olur.. şairin burnu aya değmez.. yoksa burun baskısından ay pestil olup ezilir..
şiiri berbat eder.. şiir beyin ile yazılır.. beyini çevreleyen.. kafatası ile yazılır.. şiir sağlam kafa sağlam beden sağlam ruh ile yazılır.. tuz ruhu nane ruhu lokman ruhu bunlar şiirin aksesuarları kendisi değil..
ben şiir yazacak adamı.. yerde kıvranışından karnım ağrıyo deyişinden tanırım.. nasıl ki dilenci beni ikna edemedi.. git çalış kazan utanmıyormusun diyor isem duygu sömürücü şair beni ikna edecek.. hangi aza noksan delikanlı gibi çıksın desin kafam bozuk motorum şanzımanım bozuk sorun bu desin.. segman dağıldı balata sizlere ömür lastik patlak desin.. bu gerekir.. organı ölü şair organsız.. midesiz akciğersiz şiir olmaz.. şiir de ruh olur şairde ruh olur.. bu var ise.. şiir şiir.. yok ise.. zırva.. bu kadar basit. hepsi bu..
yürekininize sağlık bu baş yapıt bu şaheser için şakşaklarım ile.. kalem sesiniz hiç susmasın atardamarınız aortunuz kalp kapakçığınız daim olsun.. adem elmanıza gerdanınıza sağlık..
sonra yazıceksinde noolucek.. levi lobisi bununda kolayını bulmuş.. o stüdyosunu açtığı tiviğciye önceden şart koşuyo.. bak diyo dünyada dünya kadar filim çevriliyor ama sen sadece.. benim hulivuttaki üstat biraderleriminkini yayınlıyacak.. sadece.. bizim lobinin bireyi filanca şarkıcıyı lanse edicen.. haa sizdende birine pantolon giydirin bi gece koşsun meşhur olsun mirkelam pürkelam şart koşuyor..
önce balon gibi şişiriyorlar.. sonra sünger gibi emdir gitsin türk tivi izleyicisi radyo dinleyicisine..
nasıl her on film kareleri arasına foka mola resmi koyuyorlar.. biz görmeden bilinç altı serinletici içme fikri enjekte ediliyor.. biz görmeden.. ahanda.. hande yener şarkıcı ahanda.. filanca yapımcı ahanda şoonla şooda şair fikri enjekte ediliyor.. bize göre hülya ile sibel en güzel kadın ötekiler çirkin..
beyin yıkama havuzlarında.. ozon suyuna yatırıyor.. dünya medya devi..karteli senin adına lanse ediyor aha bu yazar diğeri yazarda ne yazar.. illa arkan olacak hacı aha şucu aha bhucu aha.. cemaat ferdi ayağına kendini bi süre daha yuttur ne zamana kadar..
bi yerde tıkanır insan.. şükür böyle şair böyle şiir yetişiyor imdada.. hakkını vererek.. enfes ötesi.. bu çalışma mükeerrer kutlarım saygılar ile.. alkışlarım çatlayana dek avuçlar.. yürek sesiniz hiç susmasın.. çok güzel olmuş çok..
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta