Dengesiz sözler vardır
Olgunlaşmamış hayatta
Güneş karanlığındadır
Rüzgarla savrulur havada
Ucuz, içi kara, dışı aydındır
Sözüne inanmaz kendisi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
'DOĞRU SÖZ YEMİN İSTEMEZ' diye bir özdeyişimiz var. Belkide ata sözlerimizden..
YALANA HİÇ GEREK YOK SEVGİLİ DOST...
DİZELERİNİ KUTLUYORUM..
'İhtiyaç var mı yalana?
Hayat kısacıktır, anla
Tutkular alıp kırsa da
İkili olmayan insanda
Yemin yoktur biline
Alnı açık gezinenlere
Cesurca söz söyleyene
Iraktır riyakarlık bilene '
VE SENİ YÜREKTEN ALKIŞLIYORUM...
Yemin söze güven kazandırmanın geleneksel desteği... Özde şiirde yazılanlar doğru. Ancak toplumsal eğilim yemine alışkın. Diğer taraftan kuranda Allah'ta, 'andolsun ki..... ' diye söye başlıyor. Bildiğiniz gibi andolsun ifadesi de bir yemindir. Allah'ta kuranda ' Andolsun dağları yarattık. O dağlarda sizin için türlü nimetler yarattık' derken söze güç kazandırıyor. Yine kıyametle ilgili olarak, 'andolsun ki, gökler yarıldığında, her şey paramparça olduğunda, yıldızlar birbirine girdiğinde, güneş dürüldüğünde.... ' diyerek konuya devam ediyor.
O nedenle sanıyorum, yemin her zaman riya ve yalanı tasdik anlamında kullanılmaz. Bazen toplumsal örfe dayanarak yapılana, söze güç kazandıran masumane bir ifade olarak ortaya çıkar.
Diyorum üstadım. Ama sizinde işaret ettiğiniz anlamlarda yemin yapıldığı, yalanı riyayı örtmek olarak kullanıldığı anlamlar vardır.
Çalışmanızı kutlar, başarılar dilerim.
sevgili gönül dostu güzel şiiriniz için kutluyor çalışmalarınızda başarılar diliyorum...selamlar...
Yaklaş dostum kalbine
Eminsen söylediklerine
Mantık, eşitliktir biline
İsyan varsa kalbinde
Nadan olarak sözüne
Eşitle kendini kendinle
doğru söze ne denir...elbette doğru denir..yine harika bir çalışma..
Tebrikler..
Yaklaş dostum kalbine
Eminsen söylediklerine
Mantık, eşitliktir biline
İsyan varsa kalbinde
Nadan olarak sözüne
Eşitle kendini kendinle
Ben burasını çok beğendim ağabey. Yüreğine sağlık.Güzel şiir.
Saygılarımla.
Doğru sözün yemine ihtiyacı yoktur. ÇOK ÇOK HAKLISINIZ ABİM...TEK KELİMEYLE ŞİİRİNİZ ÇOK ANLAMLIYDI...
SELAM VE DUA İLE
Yemin etmenin bir bedeli yok şu hayatımızda.
Gördüğümüz rüyalara bile yemin eder olduk! .)
Tebriklerimle Hocam.
Sözüne inanmaz kendisi
Öylece sarılır yeminine
Zikzağı vardır kalbiyle
Üstünü örter yemini ile
Nasıl, neden dercesine
Doğru söze ne denir? Kaleminize sağlık.
İnandırmak gibi bir kaygısı olmamalı insanın...
Tebrik ederim...
İhtiyaç var mı yalana?
Hayat kısacıktır, anla
Tutkular alıp kırsa da
İkili olmayan insanda
Yemin yoktur biline
Alnı açık gezinenlere
Cesurca söz söyleyene
Iraktır riyakarlık bilene
Gayet güzel ders niteliğinde anlamlı bir şiir olmuş
sonuç ne olursa olsun hep doğrudan yana olmalıyız.
Kaleminize sağlık.
ekrem
Bu şiir ile ilgili 39 tane yorum bulunmakta