*Bu masal da bitti...-bitmez demiştik-
Fesleğen çiçeği.. O pembe hüzün...
Felçli hasta kadar yalnız ve tutsak.
Fesleğen çiçeği, o ilk gördüğün;
Felaketim gibi dalsız ve çıplak.
Ey sevgili, benden götürdüğün ne?
Ellerim bir tuhaf... Titriyor sanki.
Eller ki tercüman, dilsiz bedene;
Ellerim, her şeyi anlatır belki.
Tepeden tırnağa sırılsıklamım;
Tarifsiz bir yangın büyür içimde.
Tuhaf bir sızım var, yanıyor canım;
Tutsağım kafeste... Anahtar kimde?
Heyelan kopartır yerden toprağı;
Her sevda, insanı vurur da vurur.
Heyecan oynatır yerinden dağı;
Her esen rüzgarda yapraklar kurur.
İlk yangınım kadar heyecanlıyım;
İlk bakışın kadar güzelsin hâlâ...
İlelebet sana sözlendi kıyım;
İnan başka gemi uğramaz asla!
Yeryüzünde inan, en susuz çöller;
Yağmura kavuşur bir bakışınla...
Yeniden doğmaya bir bakış yeter;
Yıkılır kâinat senin kışınla...
En güzel baharı seninle yaşar;
En güzel çiçekler büyür sesinde.
Emelim, sel olur barajlar aşar;
En dipsiz kuyular taşar derinde.
İnsandır toprağa tohumu eken;
İnciler, denizde sabırla bekler.
İncitir elleri, en güzel diken;
İncelir sevgiyle en taş yürekler.
Zannetmem bir daha girsin bahçeme;
Zambaklar, sümbüller, en hoş çiçekler...
Zannetmem bir daha düşsün geceme;
Zakkum ağaçları ne de nilüfer...
Güneş, en son dağın ardında gizli;
Gece, yalnızlara sonsuz sığınak.
Geçmiyor ki zaman ve ben bir deli;
Girmesen rüyama aklım kaçacak...
İzliyor ufkunu bir garip köle;
İzin ver, dolaşsın aydınlığında.
İklim değişecek gülümsemenle;
İncitme, bekliyor; seni kapında...
Kayıt Tarihi : 23.5.2006 18:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!