Ben tek varlığı eşi ve oğlu olan bir aile babasıyım. Oğlum benim en büyük hazinemdir. Bir haftasonu oğlumun isteği üzerine pikniğe gitmeye karar verdik. Hazırlıkları tamamlayıp yola koyulduk.
Radyo da çalan şarkı eşliğinde güle, oynaya piknik yere varmıştık. Eşim bir yandan sofra hazırlıyor ben ise salıncak kuruyorum. Tam herşey hazır hadi sofraya derken birden yağmur bastırdı. Öyle şiddetli başladı ki duracak gibi değildi. Mecburen apar topar herşey kaldırdık. Ama öyle bir yağmur ki arabanın silecekleri bile yetişmiyor. Üstüne birde şimşek çakınca bizim oğlan korkmaya başladı. Dönüp onu sakinleştiriyim derken, karşımdan gelen aracı farkedemedim. Sağ sol yaparken direksiyon hakimiyetimi kaybettim ani fren yapıncada araba iyice kontrolden çıktı.
Bundan sonrası tam bir facia.
Araç paramparça olmuş ordan sağ çıkmak imkansız. Mucize gibi birşeydi.
Ama Her yanımız kırıklar ve yaralar içindeydi. Eşimin ve oğlumun çok uzun bir tedavi süreci olmuş. Ameliyat üstüne ameliyatlar. Ben ise ameliyat esnasında oluşan aksilik yüzünden hayati tehlikem oldugu için yoğun bakıma almışlar.
Sonrasında bilinçimi kaybetmenin, hiç bir tepkiye uyarı vermediğim için komaya girmişim. Aylarca böyle devam etmiş.
İnsan bu halde ki birinden umudunu kesmez mi? Tabiki keser.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman