Aklımda Kalan Şiiri - Yorumlar

Ozde Ay
17

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Çocukken,
Geceleri yastığımla konuşurdum ben
Bizim küçük arka odada
Yastığa yüzümü hala gömüyorum
O günlerden kalma bir alışkanlık
Ve her gece annem için dua ederdim
Çektiği çileler bitsin diye.

Tamamını Oku
  • Vahit Kemal Kısa
    Vahit Kemal Kısa 11.06.2009 - 00:58

    gecenin güzel şiiri..

    Cevap Yaz
  • Fazlı Özdemir
    Fazlı Özdemir 30.03.2009 - 16:31

    cennet annelerin ayakları altındadır.her kadın anne olmak ister.ne diyelim darısı sizin çocuklara.güzel bir şiirdi.yüreğine sağlık.

    Cevap Yaz
  • Mehmet Bilgiç
    Mehmet Bilgiç 09.12.2007 - 09:53

    Hani içinde kendimizi ğörürüzya güzel bir yürekten yazılmış güzel bir şiirde oakadar güzel anlatmışsınızki herşeyi annelere neler yazsak azkalır anlatmaya yüreğinize sağlık. her şiiriniz ayrı bir ğüzel gerçekten tbrkl.

    Cevap Yaz
  • Haydar Altıntaş
    Haydar Altıntaş 03.12.2007 - 19:35

    aydın klalemınıze ve yuregınıze saglık saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Sami Çimen
    Sami Çimen 07.03.2007 - 22:14

    ÇOOOk güzel duygular.Sevgi ama farklı bir sevgi.Mısralara o sevginin güzelliği öyle güzel yansımış ki..bitmese dedirtiyor şiir okuyucuya. Duyarlı yüreğinizi ve şiiri kutlarım saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben 24.02.2007 - 14:31

    Çocukken,
    Geceleri yastığımla konuşurdum ben

    TEBRİK EDERİM DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN

    Cevap Yaz
  • Ahmet Guven
    Ahmet Guven 26.12.2006 - 19:57

    İçerik ve anlatım ustaca.Sol yanıma kurşun gibi işledi.Okuken neler aklıma gelmediki.Ana dedim
    can dedim.Öpmek istedim.koklamak istedim.
    Ama yoktu ne çare.
    Yüreğine sağlık.bin kere selam olsun.

    Cevap Yaz
  • İrfan Sarı
    İrfan Sarı 04.11.2006 - 01:58

    UMUT DİYE...


    Küçükken
    şu parlayan yıldızı
    ve etrafındakileri seyrederdim
    o kadar ilgimi
    çekmesine rağmen
    ne olduğunu bilmezdim
    bana hep kırık cam parçalarını
    anımsatırdı
    soracağım kimsede yoktu
    Annem beni doğurunca ölmüştü
    Babamı ise jandarmalar vurmuştu
    Bir “Soro Dayı” vardı
    etrafımda
    o da “kaybolanların
    yol arkadaşı” derdi hep...
    Arkadaşımda yoktu ki,
    Ondan başka
    konuşan

    Qotansa konuşamıyordu
    bazen evin etrafını
    koştururduk
    O havlardı
    ben de gülerdim

    üç beş keçimiz vardı
    onlarla
    Ben ve Qotan
    dağ bayır dolaşır
    dururduk

    ekmeğimizi Zaré Yenge
    pişirirdi tandırda
    o da hiç konuşmazdı
    bazen anlamsız sesler
    çıkarırdı
    çünkü laldı
    geceleri yıldızları benimle
    seyrederken elleriyle
    bir şeyler anlatırdı
    Ben de anlamış gibi
    başımı sallardım
    mutlu bir aileydik

    Soro Dayı
    okul okumamıştı
    ama dokuz yaşında beni
    şehre okula yolladı...
    Şehir fazla uzak değildi
    Qotan beni sabah
    okula bırakır
    akşamda alırdı
    Zaré yenge
    Her gün yolluk bırakırdı
    beni elli kez öperdi
    ve ben okula gitmek
    için yola çıkarken
    O ağlardı.
    eve döndüğüm zamansa
    koşarak gelir beni kucaklardı
    gece lamba ışığında
    ders çalışırken
    Soro Dayı
    Oturduğu Mıqet ten
    göğsünü gerer
    padişah edasıyla
    seyrederdi beni
    Zaré Yenge
    ise durmadan başımda beklerdi
    ben yazarken
    iki avucunu çarparak
    alkış yağdırırdı bana
    dikkatim dağıldığı için
    sinirlendiğimi hissettiği zaman
    kendini toparlar
    hiçbir şey yokmuş gibi uysallaşırdı
    ama bunu her seferinde yapardı
    durmadan...durmadan...

    yazın hep damda yatardık,
    yıldızlara merakım ondandır
    Zaré Yenge
    uyumam için masal anlatmazdı
    ama uyumamam için
    garip seslerini hiç eksik bırakmazdı
    vücut dilinden anlıyordum ki
    o da hep yıldızlarla
    ilgili masallar anlatırdı
    ne zaman dama yataklar serilse
    Soro Dayı kalaşnikovunu
    Ve on dörtlüsünü
    söker yağlar ve takardı
    bir evlat gibi üzerine titrerdi
    bir ondan bir diğerinden
    mutlaka kurşun sıkardı geceye
    adresi belli olmayan
    bu kurşunlar
    menziline ulaşırken
    bizlerde
    hafif uyku haline geçiyorduk
    korkudan...
    O ise hiç korkmazdı
    onun için di ya evimiz tekti
    ve şehirden uzaktı
    ben ise o parlak yıldızı
    “yol arkadaşı belledim” kendime
    lisedeyken
    çünkü astrolojiyi de
    az buçuk çözmüştüm
    fakat ben yolumu kaybetmemiştim

    o gün tatildi
    Ben, Keçiler ve Qotan
    dağları dolaşıp
    yorulduktan sonra
    eve gelmiştik
    hayatımda ilk kez
    Soro Dayı’yı
    yatakta o saatte gördüm
    yaklaştım ateşler içindeydi
    Zaré Yenge üstünü
    yorganlarla kaplamıştı
    ellerini dizlerine iliştirmiş
    pür dikkat
    ve hüzünlü bakışlardaydı
    derin derin inleyen Soro Dayı’nın
    üstündeki yorganları bir bir attıktan sonra
    don atlet katına bıraktım,
    işaretle Zaré Yenge’den su istedim
    biraz sonra
    elinde bir bardak su ile içeri girince
    ağlanacak halime gülmeye başladım
    ateşini düşürmek için
    bütün imkanlarımızı sarf ettik
    en son dama serdik yatağını
    karanlık bir geceydi
    kurt ulumaları yankılanıyordu
    evimizin arkasındaki kayalıklarda
    saat epey ilerlemişti

    O Kore Savaşı gazisi
    geniş omuzlu
    geniş alınlı
    Soro Dayı
    Parlak Yıldız doğduğunda
    hayattan ebediyen el çekmişti
    cenazesini Zaré Yenge yıkadı
    mezarını da akasya ağacının altına ben kazdım
    inişli çıkışlı ama korkusuz
    geçirdiği bütün hayatından el çekince
    güzel bir mezara sahip olmuştu
    Ben ve Zaré Yenge
    sarıldığımız yaşamdan hiç korkmadık
    Soro Dayı varmış gibi yaşıyorduk
    zaten her gün beraberdik
    sessiz ve korkunç
    geçirdiğimiz gecelerde
    onun cesareti ve Zaré Yenge’nin
    menekşe gözleri ısıttı bizi
    yalnız hayatımız
    benim üniversiteyi kazanmamla
    farklı bir seyir aldı

    Parlak Yıldızın
    yol arkadaşlığını
    terk eden Soro Dayı’yı
    yattığı yerden huzurlu
    kılmak için verdiğim sözü
    yerine getirmek için
    geceleri
    tıngırdattığım sazımın
    tellerine dokununca
    mezardan
    tok bir ses yükselirdi
    “Burası Muştur “!
    ve gece tekmil dururdu
    Zaré Yenge’nin saçlarına karşı

    her gün her gün ona anlattım
    bir türlü kabul ettiremiyordum
    “Soro Dayı burda tek başına ne eder? ”
    diyordu
    ya Qotan
    peki keçiler
    ya evimiz
    der dururdu

    en son yakın köyden birini bulduk
    eve keçilere Qotan’a
    en önemlisi Soro Dayı’ya bakacaktı
    ben de üniversiteye kaydımı yaptırıp
    ev tutmuştum
    ve Zaré Yenge’yi
    almaya gelmiştim köye
    Soro Dayının bize bıraktığı miras sayesinde
    hiç zorlanmadan okulumu başarıyla bitirmiştim
    mezuniyetimde
    şapkamı havaya fırlatırken
    Zaré Yenge’nin dili çözülmüştü adeta

    Temmuzun kavurucu sıcağında
    köye vardığımız o gün
    Qotan’ın sevincini
    resmetmiştim.
    siyah beyaz
    hiç unutmam
    ve en önemlisi
    Zaré Yenge sevinçten
    hayatında ilk defa benim ismimi
    haykırmıştı
    Umut diye...




    İrfan sari

    Cevap Yaz
  • Şefik Aydemir
    Şefik Aydemir 13.10.2006 - 15:03

    BU NE GÜZEL ŞİİR BÖLE BÜYÜK BİR ZEVKLE OKUDUM YÜREĞİNE SAĞLIK TAŞINA TOPRAĞINA KURBAN OLDUĞUM GÜZEL MEMLEKETİMİN GÜZEL İNSANI BÜTÜN ŞİİRLERİNİ OKUYACAĞIM KALEMİN DAİM İLHAMIN BOL OLSUN SAYGI VE SEVGİLERİMİ SUNUYORUM İSTANBULDAN GÜZEL MEMLEKETİM GAKOŞLAR DİYARI ELAZIĞIMIZA KUCAK DOLUSU SELAMLAR SEVGİLER ESEN KALIN.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Alpaydın
    Mustafa Alpaydın 08.10.2006 - 09:38

    Güzel bir anlatım ve haz duyularak defalarca okunabilen harika bir şiir. Kutlarım, yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta