Aklıma erince
Düşüncemden çıkıp dolaşmaya başladım
Evin çevresinde
Fikir edindikçe evden uzaklaşıp köyü dolaşmaya başladım
Arkadaş edindikçe sağımı solumu öğrendim
Arkamı kollayıp önüme baktım
Köyün dışına, çaya inmeye başladım
Kızları tanıyınca karnım karıncalanınca
Çaydan geçip çaya dökülen dere yukarı çıkmaya başladım
Bir yaz günü
Derede büyükçe bir taş oyuğunda çimen kızları gördüm
Onlar kıkırdadılar ben gülümsedim
Ta gözelere kadar çıktım
Köyün adamlarını tanıdıkça
Dağları merak edip mağaraları düşündüm
Dağları gezip gözelerde soluklandım
Yılan görüp irkildim
Tavşan görüp sevindim tilki görüp şaşırdım
Kurt görüp korktum
Bir ayıyı fark edince donup kaldım
Sonra çoban oldum
Bende dağa ait olup köyüme kabul oldum
Mağaralara girip çıktıkça
Köyden kente çıkan büyüklerimi merak ettim
Bir gün babamda çıktı
Bir zaman sonra bizi de alıp birlikte çıktık köyden
Uzun ince bir yol gittik
Yolların dolaştığı bir şehre vardık
Geniş yollardan dar bir sokak içinde bir binanın en alt katına girdik
Orası yeni evimizmiş
Her yer bina ve ev dağ gözükmüyor
Ama deniz var
Evden çıktıkça bir zaman sonra deniz var
Denize bakıyorum
Denizden dönünce şöyle bir bakınca yukarlara doğru
Tepeler var
Evimizin yakınlarında dereyi buluyorum
Dere yukarı çıktıkça mahalleler bitince bağ bahçeler görüyorum
Ve önümü kesen bağcı ve bahçe sahipleri
Sinsice geçiyorum
Kayalıklar arası bir gölette çocuklar yüzüyor
Aralarına karışıyorum
Ne olduğumu bilmiyorum
Okula yazılıyorum.
Okulda yazıyı icat edenlerin mağaralarına giriyoruz
Okuma yazmayı öğreniyorum
Bende yazıyı icat etmeyi düşünüyorum
Sınıftan sınıfa geçince okul bitiyor
Okuldan okula gidiyorum
Bir zaman tünelinden geçiyorum
Üniversitede bitince de mağaradan çıkan ilk insan gibi
Ne yapacağımı bilemiyorum
Öğrencilik bitince işsiz olduğumu öğreniyorum.
İş arıyorum
İşportacılık derken
Tencere tava pazarlama işine giriyorum
Olmuyor olmuyor…
İnşaatlarda çalışıyorum
Yine olmuyor
Sırat köprüsünden geçip bir torpil buluyorum
Bir kurumun memur sınavına giriyorum
Memur oluyorum
Bir düzlemde iş dümdüz.
İşimden dünya hep bir uçurum.
İş çıkışı atlıyor iş dönüşü tırmalıyorum.
Bir ev tutup evleniyorum.
İşimle evim arası köprü kuruyorum.
Evden işe dümdüz gidip geliyorum.
Her geçen gün yolum inceliyor inceliyor
Hayatım derin bir kanyon oluyor.
İncecik köprüden geçerek işten eve dönüyorum.
Düştüm düşeceğim geçim derdi.
Hırsızlık yapıyorum yolsuzluğa bulaşıyorum.
Müdür oluyorum.
Geçimim iyi ama geleceğim iyi değil.
Çocuklar okulu bitiriyor.
Yazdığım kitabı yayınlıyorum.
Polisler beni tutukluyor.
Yaptığım hırsızlıkları ve yolsuzlukları yazmış olduğumdan.
Aklım serilince koğuşumda ölüyorum.
Bir nevi mağaramda.
Not: Kahramanımız bir yaş küçük yazılıyor.
Bir yaş da geç yazılınca okula.
İki yaş fazladan özgüveni var, yaşamına.
Naki Aydoğan
Kayıt Tarihi : 26.12.2024 14:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!