Şimdi temizliyorum üstünü, kokum sinmez korkma
Belki yapışır kalır öpüşümün tuzu sol yanağına
Ayrı uyandığımız sabah, geceyi hala bitmemiş sanır
Uykusuzluğum ölü bedenimi kıskanır
Mızıkçıdır çocuk yaşım, sobelenir, ebenin sen olduğu oyunlarda
Şimdi döküyorum pişirdiğim yemekleri, korkma
Belki gönlümden kaçar, bir lokma ekmek kalır tezgahta
Tepside, fırına birlikte verdiğimiz
Çözülsün diye aşkımızı da yanına serdiğimiz.
Bir baş bensizlik kırar yersin, katık edersin yokluğumu yanında
Şimdi karışıyorum köpüğüne denizin, korkma
Belki engel olamam pullarım takılır iskele kenarına
Sonra bir utangaç gemi olur sana sevdam
Yüküm bir dilek şişesi, içi sensiz vurur kıyıya
Kalakalırım iki dalga arasında, yazık ki batamam
Hala seviyorum seni, bıkarım sanıp korkma
Belki dili sürçer içimdeki yanığın
Uzuvsuz bir ayazın kucağını tercih ederim sıcağına
Tünerim kaçak bir şubat ayının ortasına
Bırak son kez ben vereyim yerine nefesini,
Yeter ki sen yorulma.
Kayıt Tarihi : 17.6.2006 03:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
zordur olmayanı görmek karmaşıklığın içinde, ve gerçekten ayrıcalıktır çetrefilden imgeyi sıyırıp leziz bir şiir yapmak...
Işığın o kadar kocaman ki...
Şiirini çok sevdim inan...
Umarım hep bizle olur.
Sevgilerimle
Gülay
Çok başarılı bunlar. Şiddetle tavsiye edeceğim seni. Yenilerini sabırsızlıkla bekliyorum.
Saygılarımla
İbrahim Tolga Özsoy
TÜM YORUMLAR (4)