Bugün daha mı aydınlık
Dünün buhranına nazaran
Ya da yük mü kalktı
Yaşama dair
Omuzlarımdan
Neden benzetmekte
Herkes gönül eğlencesini
Leyla ile Mecnun sevdasına
Neden en az üç vakit
İleriden gider hep
Şehirlerarası otogar saatleri
Benim kararımdan
…
Aslında gözlerim
Kapandığında
Sebep olur bana sevda
Ayrılıklar rüya
…
Üç vakte kadar
Elbet bir çürük çıkar
Artık zamanlardan
Randıman alınmamış
Bir tutam hayat
Yatmakla geçmiş
Verimsiz bir ömür
Körpe dalından
Söke söke alınmış
Meyvesiz sevdadır
Maksat zararına satış
Aklamadan yüz karasını
Âleme yüz süren
Sessiz sedasız
Kendi içine ağlayandır
Bu pazarın ortak malı
…
Dersini almaktır yokluk
Çürük cesarete mukabil
Hiç görmediğin zamanlardan
Sille tokat şakayla karışık
Ve susup ağlamaya alışık
…
Ağlamak adet değildir
Adabında delikanlının
Ter olur gözyaşı
Tüm nehirleri kuru
Kırsal ve çorak adamda
Her ne sebepten
Sallansa dünya
Nil’den çıksa
Ay’dan kopsa
Üç milyarı hiç sayıp
Bana koşsa sevda
Adab-ı muaşeret geçer
Bütün saygın evrelerde
Ezbere bilmeyene
Kanun-i aşiret işler
Daral geldi… Vur!
Bunal geldi… Vur!
Kal geldi, yan geldi…
Orada dur!
Uyan titrek gecelerinde
Başıboş sarhoşluğunun
Beynin sulanmadan
Afet gören pencereden
Seyret yerle bir olan sahayı
Salınıp gelen kucağına
Kimi canlı kimi cansız
Kimi dünden heyecansız
Bugün gördüklerin caddede
Sokaklar lambasız
Devam etmeli
Meşum gecenin kalanına
Eğer kaldıysa geceden
Yaşama dair bir numara
Aramak boşuna
Otogarda kalan üç vakti
Ve anlatmak dilden dile
O gecenin edepsiz hallerini
Haysiyet insan olmakta
İnsanlık vazifesi
Hayvana kalmakta
…
Bir ses işitirim
“deli gönül uslanmaz”
Kimdir bu sesin sahibesi
Uğul uğul kulaklarım
Söyleyenin duyamam ötesini
Söylenenin göremem gerisini
İşittiğimle kalırım
Tüm tavrım amaçsız
…
Adam adama
Olsaydı karşılaşmalar
Dünyaya yeniden gelseydiler
Tek isteği
Tıraş olmak mı olurdu acaba
Ya da olur muydu biri Leyla
Susup ağlamaya alışık
Sille tokat şakayla karışık…
Kırsal ve çorak alanda oturup
Her biri hayal mi kurar
O gecenin edepsizliğine uzanan
Adam adama konuşmalar
Adamlığını çeneyle
Kanıtlamak tek uğraş
Ve tüm tavırlar amaçsızlaşır
Bu sohbette yavaş yavaş
Ve lambasız sokakların korkusu
Kimi cansız gördüklerimin
Kendini aşan kokusu
Ve zapdeder karış karış
Uslanmaz gönlüme bulaşır
Gönül demek… Seni sevmek
Seni sevmek zararına satış
…
Tıraş olmak kâfi mi bana
Yüzüm gözüm görünsün yeter
İletsin kuşlar seslenişimi
En yakın radyo dalgalarına
Sanki bir nur indi ruhuma
Karanlık
Ve titrek geceler
Korkular
Ve sevmemezlikler
Silindi sözlüklerden
Bugün daha mı aydınlık
Dünün buhranına nazaran
Dahası bir yük mü kalktı
Yaşama dair
Omuzlarımdan
…
18.07.2007
- KTHY-
Kayıt Tarihi : 18.7.2008 15:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir yerlere yazılmış ufak tefek şiirlerin yekünundan oluşmuş bir çalışma...
![Süleyman Eser](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/07/18/aklanma.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!