Kimsesiz mağrur Akıncı, namusudur parlak kılıcı
Örs, kalkan, ok, yay
Hüzünlendiğinde göğsünde yatırdığı yar
Buram buram tüter cengin olacağı gün, yer
İlahi bir buyruk sancağın istediği yer
Mefkure için ceng vakti tekbir çeken diller
Şanlı bir toy kutlu emel! Kılıç sallayan eller
Gizli bir sebep daha gönlünde sakladığı
Ne yolunu gözleyen ne aş pişiren
Yok çift göz dönüşünü bekleyen
Sağ dönmek elzem bedeni toprağa karışmalı
Şehadat mertebesi, sevgisizliği son bulmalı
İstiklal filizi yeşerecek toprağı kanı sulamlı
Başlar harb-ı muazzam düşman deryası her yan
Türk saldırır akıncı vurur Hürriyet bekler Vatan
Nice gün sonra şafak Türk için söküyor
Sultan Kılıçarslan atında zaferi selamlıyor
Akıncı sağ, sancak baki, Haçlı ezildi çiğnendi
Bahtiyarlık tarifsiz endişe de var otağa dönüş vakti
Soğuk ev, soğuk aş taş gönül
Bir gün ürkek bir güzel ceylan görür
Siyah saçlara gönlünü bağlar gözlerinde yılmaz hapis
Tanıdıkça anlar tarifi olmayan bir his
Kalbi pamuk kendi güzel gelecek onlar için doğacak
Kılıçdaşı Battal gibi onunda oğlu olacak
Ansızın harp için toplanır yine ordu
Kılıç kuşanır selam durur bekle beni! ‘Aydolu’
Nemli gözler vedalaşma Aydolu onu uğurlar
Akıncı meydana bir başka heyecanla koşar
Sallanan kılıç, atılan ok kuşatılan düşmandır
Sırtında kılıç alnında kan yere düşen akıncıdır
Akıncı dönmez, topraktır artık Vatan dır
Yalnız birkaç sene sonra
Aydolu kucağına üçüncü oğlunu alandır
Ayrılık çabuk unutulur yer hatırlanmaz
Rıza için semaya bir el bile açılmaz
Yiğit akıncı! Sevgisizdin, sevildiğini zannettin
Ne düşünen ne bekleyen, Cennette hala hüzünlenen
Aldanma, aldırma, yiğidin yazısıdır bu
Hakkını helal et bizlere aşk eskiden de yoktu…
Kayıt Tarihi : 9.11.2017 10:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!