Ben bu yareleri kime söyleyim
Ellerin derman ellerinde tut beni
Başım alıp yollarında gideyim
İzlerin bağdat pazarında sat beni
Uzak diyarların meltemiyim ben
Yine sen kalacaksın bana yadigar
Bir hayal ekmeğinin son lokmasından
Nev baharda huşu ile sabahlar
Ayinesiz sadasıyla sabahlar
Yaprak nidasıyla anı duyarlar
Her katrede suskundur o sabahlar
Garip sana lazım değil sabahlar
Bir yağmur ver ya Rab tutuşan sinelere
Zevk-u sefaya dalıp aşkı unutanlar var
Bir kadah içkiye bütün varını satıp
Arsız musikilerle sazı unutanlar var
Ben kaçtım bu diyardan ormanlara sığındım
Su boyunda kavaklarım düzülür
Yaban elde sevdam kara bilinir
Güzel sevmeyenin adı dövülür
Sevgili dün gecede senle bitince
Umuda kucak açtım sana uyandım
Kar kadar nazik kar kadar ince
Bu sabah yine kara boyandım
***
Sıkıntı bağdaş kurup hükmederken beynime
Sen gittin
Bir hayal ırmağına daldı uykular
Duygularım yandı taş ocaklarda
Alev kanatları vardı hayallerimin
Tüylerine kahve gözlü bir prenses konardı
Hem korkardı benim hayallerimden
Hem göklere ince telli bir saltanat kurardı
Alev kanatları vardı hayallerimin
Bir uçurum kenarında başladı çocukluğum
Çocukluk dilde değil hayalden ince
Perilerin saçlarına örgü örgü kurduğum
Gözlerinin saltanatı sona erince
Bir uçurum kenarında başladı çocukluğum
İliştirdim gönlümün kurdelasına seni
Her ilmek azap üzre sıralandı bağrıma
Ki dokudum ruhumun dantelâsından seni
Ve her iğne yürürken yorgun çağrılarıma
İliştirdim gönlümün kurdelasına seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!