Duman,
her yer, ölümüne boğuk...
yürüdüğüm yerlerde
bir kitap aralığı
altı çizilmiş sözcük bıraktım,
ırkımın yabani keşişleri
kızıl yağmuruna bakar göğün
haris ve mazlum bakar
ve dökülür güneşin sözcükleri
cet susar ben toplarım
Kefenime sarılmış bekliyor beni aşk
Boğazında salyalı bir yalnızlıkla
mezarımın yanında
Sitemsiz bir yağmur
dilenirken eylülün göz çukurlarında
Ufkun biçimini değiştiren
Gölgelerine söylenir
Ve ağırlarım edepsiz bakışını
çirkin gövdemde
oturmak istiyorum kucağına Ey Tanrı
sonra göğsüne yaslanmak…
sen yaratmaya durmuşken onları
kulağına şiirler okumak.
yaşlanacak her şeyin aklında
ak bir saç teli gibi dursun sözüm
çılgınca bir kahkahayla
yırtıldı cehennemin ağzı
ağır ağır boşaldı kirli kan
içi geçmiş nesneler gibi
uyukladı hurdalıkta
sevgilim
işte bu seğiren yağmur
bu dokunaklı kristaller
bu benim donmuş bakışlarım
nereden bakarsan bak
sanırım yanlış bir pırıltıdayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!