Akıl Hastanesinde Temyiz Edilmeyi Beklerken

Görünmez duvarlar ve kapalı kapılar
merak ettiğim uğraşlardı hatırımda , hatıralarımda.
Kendime uğradığım zamanlar , bir sır perdesi aralanırdı
engin bir sisin , belirgin bir meş' kılındığı cızırtılar eşliğinde.
Yollar dipsiz karanlığın kaşlarıydı;
varsa eğer uğrak adlar , varsa eğer havada uçuşan saçlar.
Acım dört yanımda filizliydi , su gerekirdi sadece
dengim olanı denkleştirmeye ve sessizlik hakkım için.
Ama bilmezdim nedir bu gözlerdeki morluk ,
nedir baştaki ateşlenmeler , yangınların sönmeyen şikayetleri nedir ve kimedir?
Acaba başıma ağrıdığımda ilmek ilmek dokunmuş muydum kadere?
Kader veya kaderim demek ne fark ederdi?
Bir miydi herşey ve herkes?
Dindiğim kentlere neden tepeden bakardım?
İnsanlar mıydı haracı ışıltılı bahardan kesen ki
cinnet sebebi olsun mahkum olmuş olanlara.
Nedir tüylerin hikmeti salınmak dışında?
Tükenmiş bir yaşlı damarına tökezleyince,
el öpmek neden bilinirdi?
Sorularım vardı
cevapları belli ve sorulara gizli olan.
Buydu kan çanağı olmuş gözlerimin hayreti ,
buydu kaskatı cesetlerin gözlerinde kalmış, son anın ürkekliği.
Hem kağıdın üzerine sinmiş memur
ve hem de önlüğünde parmaklıklar aralanmış doktor
hepsi masumdu rakamlar karşısında.
Tarihler koşsaydı üzerime
saatler burnumdan gelseydi de
bilseydim aceleyle hilkati
bilseydim muhterem delillerde gizli denizleri
hatta okyanusları.
Şikayet etmek için kalmamıştı elimde delil,
güneş ve ay kardeşti belki ama tek değildi.
Sorular yıllara aşık kalınca
döne döne kağıtlar , kitaplar ve acılar
sivrildi en ağır ve kalın yerlerinden.
Saplanmak üzere kılındı bahtıma
ve solgun meraklarıma.
Sorduysam cevabı vardı elbet,
anlamayı ve bilmeyi ödünç aldığım yüzler
bir bir dizilince en ıslak tenimde
ne faydaydı yaşamak için kaygılanmak
ne faydaydı ölmek için kafaya sıkmak.
Artık kaçamazdı fare kapandan,
yürüyemezdi ne ay ne de güneş dağların ardına
ve bilinemezdi siyahlar beyazlarla.
Tüm bunları, tökezlediğim yaşlı damarlardan kanayınca anlamıştım.
Sorular ve cevaplar birdi;
damarlardan akacak olan kan gibi.