Neler yaptırmadı ki şu nefes mesafesindeki kısacık ömrümüz bize; bugünü dünleştirdik, kavim kardaşı ötekileştirdik, sılayı gurbetleştirdik, acıyı katıklaştırdık ve daha bir sürü şey...
Umutsuzluğa ve ümitsizliğe itilmiş nice cevherleri
Keşfedip çıkarır aydınlığa onlar ki ilimin yılmaz neferleri
Anlatmaya kalksan yazılar keşfedildiğini unutur da söylemez emekçi muzafferleri
Cehaletle cenge tutuştukları günleri saymaya kalksan da takvimler düşmez insanlığa denktir zaferleri
İnançlar batıl, akıllar atıl kalsa da tükenmez yorulmaz asla hakikat fedaileri...
Acıyı sadece ağladığında hissetmezsin gülerken de sancılanır hislerin
Sevdayı sadece sarıldığında hissetmezsin konuşurken de sızlanır dizelerin
Umudu sadece düşlediğinde hissetmezsin yaşarken de hayıflanır gözlerin
Kalmayı sadece varlığında hissetmezsin ölüme giderken de kenetlenir dizlerin...
Hayallerim nasibe dönüşüp özgür olanda gel gülüşlerim
Şimdi var git ben sana layık içtenlikler sunamam
Dualarım kabule erişip mağfiret olanda gel hâyırlarım
Şimdi var git ben sana layık samimiyetler sunamam
Günlerim düne düşüp mazi olanda gel yarınlarım
Şimdi var git ben sana layık ümitler deremem
Aylar kışa koşsa da,
Ben hep sende baharı yaşarım.
Hayat ağlamaklı karşıma çıksa da,
Ben hep sende gülmeyi düşlerim.
Ömür su gibi akıp gitse de,
Ben hep sende sonsuzluğu bulurum.
Vurulan, tertemiz alınları öpülen hep gencecik fidanlar
Söylesene toprak ana cihan buna hiç ağlamaz mı?
Yayılan, vatanı bölüşen hep kanı bozuklar
Söylesene adalet ana cellat silahlar hiç hain vurmaz mı ?
Kanayan, ağlayan hep dilsiz mazlumlar
Söylesene adabımuaşeret ana buna hiç sövülmez mi?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!