YÜREK ARŞİVİMDE KALAN MAHDUT ZAMANLAR
Seyahat etmeyi çok sevdiğim halde görevim icabı mahdut zamanlarda seyahat etme imkanım oluyor.
Orta halli Anadolu insanıyız aslında seyahate hayat kavgasından zaman ayıramıyoruz, taki bir fırsat kapımızı çalana kadar. Ben de öyle,Oğlumun Fethiye de okuması dolayısıyla izin alıp düştüm yollara. Çeşme Fethiye arası 7 saat ortalama. Çeşme İzmir arasını ezberledim dua gibi. Eski çeşme İzmir yolu hala işlediği halde siz otobanı tercih edersiniz eminim. Altı şeritli Muhteşem bir otobanda yolculuk yapmak harika, arabanız su gibi akıyor yolda adeta. Doğayı çok sevdiğim için hep etrafı göz kamerama hapsederek seyahat ederim.Çeşme İzmir arası çoğu yeşil maki bitki örtüsü olsa da urla sınırı boyunca doyurucu yeşilliğe çam ormanlarına rastlamanız mümkündür. Ve sonra mavi mendiliyle ege denizi sizi karşılar. Doyumsuz koylar seyredersiniz ve bir ömrünüz daha olsa gezseniz ege kıyılarını.
Fazla sözü uzatmadan izmirden fethiyeye uzanalım. İzmirden aydın istikametine doğru yola koyulunca Torbalı ilçesinden tatlı bir ovaya düşersiniz yemyeşil, bitkinin en doyurucu tonlarını keşfedersiniz. Sol sağ yanınızda uzanan sıra dağların eşliğinde İncirli ova, germencik gibi harika ilçeleri köyleri seyredip geçerek incirin anayurdu aydına düşersiniz. Gerçekten aydına yolunuz düşsün girer girmez incirin o baygın kokusunu alırsınız.
Aydından Muğla istikametine devam ederken sol yanınızda sıra dağların daha fazla yükseldiğini görürsünüz, dağlar size eşlik etmeyi bırakmaz hiçbir zaman. Muhteşem, bereketli topraklardan geçersiniz hep ekmek kokan, Anadolu kokan. Yunana kök söktüren Aydın efelerinin istiklal harbinden kalan seslerini duyarsınız, Çakırcalı Efenin sesini duyarsınız içinizden, rahmet okumadan geçemezsiniz.
Çine ve Yatağan gibi güzel mütevazi ilçelerden geçerek, bakir doğayı ve tarlalarında çalışan milletin efendilerini seyrederek Muğlaya ulaşırsınız.
Ve Muğla; dağların kucağına başını yaslamış karşılar sizi. Küçük gibi görünsede Muğla dağınık yerleşim buranında gerçeği. Hoş görülü insanlarının sıcaklığı yüzünüze yansır. Muğladan ayrılırken dağ yamacındaki yoldan bakarsanız Muğla el sallar size, bekleriz diye…Yavaşça yükselen dağların arasından süzülürsünüz, doyumsuz yeşil benekli doğayı, harika taş şekilli dağları seyrederek geçersiniz ve bir dağ yamacından aşağı süzlürken işte karşınızda Gök ova...şöyle arabanız dursada siz o eşsiz ovayı seyretseniz, adına mütenasip.Sağa bakınca mavi körfez sizi karşılar, toprakla koyun koyuna sarılmış ayrılma niyeti olmayan iki sevgili gibi; toprak ve deniz. Deniz içeriye kadar sokulmuş karanın ciğerine kadar taa..Deniz başını dayamış sevgilisinin göğsüne uyuyor...Toprak daha merhametli aşk içinde çekmiş bağrına basmış denizi...Devam edersiniz ova içinde muhteşem arazi, doyumsuz bereketli topraklar, inip arabanızdan koşmak istersiniz...Ve Sonra Köyceğize doğru yola koyulursunuz ve orta rakım sıra dağlar hala siz eşlik etmektedirler ve gittikçe yükselmektedirler. Sonra köyceğize nasıl girdiğinizi anlamazsınız doğanın büyüleyici etkisinden gözünüzü alamadığınızdan. Yeşilin en güzel tonunu verimli toprakları ormanları görürsünüz ve nemin kokusunu hissedersiniz. Devam edersiniz ve maki bitkisine hakim dağların eteğinde ve güzel ilçelere rastlarsınız, ilkokul öğretmenimin bize öğrettiği ‘’ortacada evimiz’’türküsünde ismi aklımda kalan Ortacaya gelirsiniz, işte Ortaca! . Ortaca neresiydi öğretmenim? Sorusunun cevabını otuz küsür yıl sonra alıyorum ve ortaca bana hoş geldin diyor.
..
Fırıncı Muammer’in yerindeydik dün.
Sıra sıra taze ekmek ve rafları,
Kapı önünde Erzurum mermeri;
Tente altında masalar nemli hava,
Çaymatik köşede çaylar bedava.
İkişer büyük duble çay,
Plastik bardakta, ama olsun.
..
DÜZMECE SEVDA
Demişler ki seni seviyorum, külliyen yalan
Hangi tarihte görülmüş benim seni sevdiğim
Düzmece sevda olayı bu
İster inan ister inanma…
..
Tuzun karışır mı tenime..
Mavilikte mercan balık
Oltalarda yakamoz olsam
Akdeniz beni de al
Dönemem
Sarı bozkır ağır geldi
Dağlanmadı henüz yaram
..
Anlatamıyorum
Söz geçiremiyorum sana
Akdeniz
Yalnız kumların anladı beni
Dalgaların
Güneşin
Her şeyin haşin
..
yesil diyarlarda baharim
narenciye bahçelerinde
gülümsün, çiçegimsin
gün olur dalga dalga
yalarsin yüregimi
akdeniz olursun
..
Bir yelkenli Anadolu sahillerine vurdu
Ufukta, inceden rüya gibi tepeler
Havuzun sesi kurbağayı uyandırdı
Kim bilir kaç kişi bunları gördü
Kim bilir kaç kişi burada öldü.
İşte denize doğru,biz dokuz kişi
..
Gülüşünle yıkıyorum yüzümü.
Bakışlarının sıcaklığıyla kurutuyorum.
Ilık akdeniz iklimlerinde yürüyorum seninle.
Yağmur altında bile soğumuyor sol yanlarımız.
Dudaklarına konan yorgun kuş sesiyle,
Kalbime yılın en iyi aşk şarkılarını üflüyorsun.
..
VE AKDENİZ BENİ BAĞIŞLAYACAKTI
Ve ak deniz beni bağışlayacaktı
Kemikler çoktan çürümüştü
Kanuni yerinden kalktı
Duygularını tarttı bir bir
Yüreğini verdi gitti
..
Gökova Körfezi ' nden, Akdağlar ' a bakarsan,
Akdeniz ' e dökülen, iki ırmak görürsün...
Dalaman çayı, Eşen; sularına dalarsan,
Nereli olursan ol; ' Vatan için ölürsün! ... '
Hüsniye, Gürlek, Gökçay; Ören ile Cehennem,
Yörede bir bereket, yaz - kış coşkun dökülen...
..
Talasemi veya Akdeniz anemisi
Akdeniz kansızlığı veya Cooley anemisi
Alfa ve beta çeşitleri vardır
Talasemi, bir kan hastalığıdır
Kan hücrelerinin oksijen taşıyamaması
Hemoglobin yapısının bozulması
..
Bir kadınsa deniz,
Bir genç kızdır, incidir ege miz,
Fazla alımlı ve süslü bir kadın Akdeniz
Karadeniz hırçın mı hırçın ama çok ''anaç''
Marmara aklı başında, monoton hatta biraz sıradan..
Doğu mu orda deniz yok mirim..
Olan birkaç gölü de kurutmak üzere
..
Her ferdi ile direndi Mersin
Ayrısı ile gayrısı olmadan
Tarihe yazıldı inanılmaz zaferi
Etnik kökenler haykırdı tek yürek...
Her ilden insanı var
Düşmana edildi dar
..
şimdi
bildiğim tüm denizler: Akdeniz
seninle mavisi mavi
seninle ay vurur yakamoz
hepsinden daha önemlisi
seninle ter temiz...
..
Yasemin kokuları bıraktın bana
Geceyi gündüze bağlayan anlarda
Yalınkılıç yıldızlar ve dolunay
Sersem olmuştu ve de sarhoş
Aklım zatım benden yoksun
Kırık dökük sözcükleri birleştirdim
..
Güzel yüzünde,
Gözlerinin karasında kayboldum.
Bakarken gözlerine
Kelimelerde boğuldum.
Gözlerin kapkara bir deniz,
Hem de Akdeniz
..
Tarih yirmi sekiz mart,yer deniz kıyısı Akdeniz
Hava bulut mu bulut yağmurla barışmış deniz
Grileşen deniz gökyüzüyle yüz göz olmuş
Gemiler çakılmış sanki tabloya, ufuk belirsiz dümdüz olmuş..
..
Tekerlendik gök kelekler gibi gökyüzünde
Kan otu kokardı ellerimiz
Bir kuşun dudağındaki uçuktu yüreği
Bir de gökyüzü vardı o zaman bir de pencere
Bir de deli aşk vardı
..
AKDENİZ 'in kabaran köpükleri
Rüzgârla denizin sevişmesidir...
Sevgi taşar koyları ve bükleri,
Yakamozlar denizin işvesidir...
Hani bir duygu vardır ki insanda
Gerçekten yaşadığını anlar ya...
..
Ruhun benimle olsun...deniz ile bedenin...
Güneşimde sen varsın, kumsalımda yine sen...
Hâyâlin gözlerinde kalır ilk kez görenin,
Umut veren gülüşün,ömre bedel bir bûsen...
Serinletirken yakan, yakarken de mut veren
Gözlerin AKDENİZ 'İN mavi, berrak suları...
..