Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
..
De bana nasıl öldürebilir kişi kendini
Sevgiyçin.
Sonra nasıl düşünebilir deniz deniz
Sonra nasıl sever?
Güzellikle çirkinlikle ilgin yok
Büyüksün
..
Denizin sakladığı bir şey var
Sevmek der kimi,
Kimi unutulmak.
Peki neden üşütür hep
Bu ağustos gecesinde
Karanlığın büyüklüğü?
..
Akdeniz üstünde yaldız piyade
Validen sever mi benden ziyade
Tombul ellerinle gülgülü bade
Şurada bir hanım vardır bari maşallah
Döne döne benim yarim olur inşallah
..
Pırıl pırıl
Güneşlerin içinde,
Kırmızı al yeşil sarı,
Düşlerini alt üst eden
Eski bahçeler..
Güneyde yaz bitince,
..
Sesini enginlerden getirdi mavi sular;
Mavi sular bu sabah bir cihan getiriyor.
Sevincinden ağlayan, gülen, haykıran rüzgâr
Kalelere sevinç, umut ve inan getiriyor.
Getiriyor en büyük konuğunu
Akdeniz Şelâle diyarına bu sabah ıraklardan.
Ve bu sabah mavi bir nurla yanan her beniz
..
-halikarnas balıkçısı’na-
I
Öyle bir alaşımdır ki seninle deniz
Bir açık deniz
Bakınca hiçbir şey göremediğin
..
Akdeniz
yaslı deniz,
suboyu
uğul uğul
titreşen yüreğimin
tutuşan
dostu deniz...
..
bir an önce görülsün diye akdeniz
toroslarda agaçlar
hep çocuk kalır
..
Hadi gülümse bulutlar gitsin
İşçiler iyi çalışsın, gülümse
Yoksa ben nasıl yenilenirim
Belki şehre bir film gelir
Bir güzel orman olur yazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
..
rüzgâr, böğürtlenlerin, kekik kokularının, deniz kestanelerinin
bestelediği türküleri kulağınıza umulmadık zamanlarda fısıldıyorsa
toprak, elinize aldığınız zaman pul pul balıkçı motorunun sesini taşıyorsa
(insan kalbinize
bilin ki bir italyan maria çocuk, bir faslı hüseyin'e aşık olmaya yüz tutmuştur
..
sofya yolunda bir kız gördüm
dut topluyordu dudaklarıyla
ve bir çocuk elleri kırmızı bakır
boynunun kıvrımında akdeniz kokusu
usulcacık ilerliyordu
..
“Seni Seviyorum TÜLSÜ”
…..yazılı telgrafımı alınca bu da ne demek oluyor, Tülsü de kim oluyor diye şaşırmış olmalısın. Aklı başında bir insanın yazacağı bir şey değildi doğrusu; ama o telgrafı çekerken tam olarak aklımın başında olduğunu söyleyemem, o gün bir uyur gezer gibiydim; istencim dışında o telgrafı çektim sana…
Yabancısı olduğum dünyanın bu sayılı kalabalık kentinde bir haftadan beri ilk o gece bir başıma kalmıştım. Yabancı bir kentte insanın yalnızlığı daha da katmerleniyor. Yalnızlıktan içinde bulunduğum hava sanki yoğunlaşıp ağdalandı ve ben bu ağda içinde zorlukla kımıldıyorum. Bu ruh hali içinde bilincimi içkide yitirip, kendimi unutmaktan başka umarım yoktu. Kaldığım otel dolaylarındaki pahalı restorantlara gazinolara gitmek istemedim. Çünkü kolalı insanlar kolalı masa örtüleri, kolalı konuşmalar değil; buruşuk insanlar, buruşuk masa örtüleri, buruşuk konuşmalar arasında salt kendimle baş başa kalmak istiyordum.
Yan sokaklara daldım çıktım, öyle ki bir zaman sonra o büyük kentin içinde kendimi kaybettim. Yabancısı olduğum büyük kentlerde kendimi kalabalığın akışına bırakıp yitirmeyi seviyorum. Nasil olsa bir taksiye binip otele dönebilirim… Gönlümce bir kaç içkili yer buldum. Kiminin kapısından girip, kiminin dumanlı pencere camından baktım. Tek başıma kalabileceğim, bos masası olan bir yer buldum. Bir tek masa kalmıştı boş, vestiyer yolu üzerinde olduğundan boş kalmış olacaktı! Hoşuma gitti. Konuşmaların uğultusunda bile alkol kokusu vardı.
..
akdeniz gülüşlü bir çocuk olsaydın
ağzının kıyısında gülüşler biriktiren
yüzünde bin bir haylazlıkla sevseydin beni
yüreğinden beyaz kuşlar uçardı yüreğime
dokundukça portakal çiçekleri dökerdi
sevilmekten ürpertili dingin gövden
..
Sana mı kalmış
Köpürüp dalgalanmak
Enin boyun ne
Akdeniz görse
Karadeniz duysa
Ne der
Otur oturduğun yerde
..
1./
gelişin ne zamandı diyesim bir aşk vakti
korsan şarkılar yüzünü şarapla yıkarken
güneş mi doğacaktı neredeydi akdeniz
tuzunda ömrümüzün kavrulacağı su
anlattıkça savrulan
..
Ey Türk, ey güneş oğlu,
Yurdun güzellik dolu;
Toprağı gül kokulu
Cennettir Anadolu.
Dağ, yayla, sonra deniz,
Akdeniz, Karadeniz,
..
Soyunup yatıyorum yıldızlardan bir döşekte
Başımın üstünde fırdolayı çocukluğum
Başımın üstünde salınıp duran bir ay
Yol gösteriyor ağaç denizine
Ben yarı yolda uyanıyorum
Kalbin atışlarına benzeyen düşten kalan
Bütün incelikleri aklımda tutuyorum
..
Akdeniz göklerinden
Köpüklerden, limon çiçeklerinden
Gözlerimde kalan
Güzel aydınlık
-Nesrini bir defa öptüm
Beyaz badanalı odam
..