Kayalardan merdivenlerin dibine sızmış deniz
İncecik kumlarda uykuya gel çağrısı
Kaçar fırtınalardan, rüzgârlardan
Başını koyup burada uyur deniz
Her gece yarısı
Vakit daha erken
Kızıla boyamamıştık henüz güneşi
Elimizde termos
Altımızda bir kilim
Karşımızda dalgaların neşesi
Çay mı güzeldi, gökyüzü müydü berrak
Sen kıskandırırken bülbülleri
Ben o müziği yaşıyordum
Başka yöne çevirdiğinde bahar bakışlarını
Bitmesin diye bu an
Zamandan geriye koşuyordum
Bir yastık çıkardın çantandan nasıl sığdırdıysan
Koy başını dedin, yastığın altında dizin
Elini kelepçeledin gezmesin diye saçlarımda
Ruhun okşuyordu gizli gizli saçlarımı
Martılar hayranıydı bu gizin
Vakit geldi alıp fırçaları elimize
Tam dağların üzerinden boyamaya başlamıştık güneşi
Yapma dedikçe siyah ekliyordun gölgeliklere
Kızıp sarılar ekledim inadına hatırlıyor musun
Gökyüzündeki bütün deliklere
Toparlandık saatten habersiz
Uykuya hazırlanıyordu deniz bu koyda
Tırmandık taş merdivenlerden aramızda mesafe
Aşk susmak gerektirir diyordu bir çiçek
Hep sustuk
Gitmeyi göze alamayanlar ne kaçırdığını bilmez
Öğrendik mi, öğrettik mi birbirimize, bildik mi
Birlikte gündüzün katili olduk o gece
Ve yürüdük neonlar altında, yürüdük
Biliyor musun çok düşündüm bulamadım
O gecenin adı neydi sence
Uyanıyorum aniden
Yine gönlü yalnız yatağımdayım
Ay bulutların arkasına saklanıyor utancından
Pencereden uzanıyor gözlerim
Ellerine dokunmamış ellerimi saklıyorum
Bozmadan yılları sırtladık
Kendi kendimizin hamalları biz
Söylesene hâlâ uyuyor mu o koyda
Hâlâ sakin mi
Uykusunu bir türlü göremediğimiz Akdeniz
Kayıt Tarihi : 28.3.2011 20:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kendi kendimizin hamalları biz
Söylesene hâlâ uyuyor mu o koyda
Hâlâ sakin mi
Uykusunu bir türlü göremediğimiz Akdeniz
Turgut Uzdu
TÜM YORUMLAR (1)