Bir mehtap sonrası, gözlerine hasretimden,
Akdeniz çekildi birden, benimle özgür kumlara,
Yüreğime mekan tutmuş görüntüne saplanan,
Merhametten tezikmiş Poseidon'un üç dişli
Mızrağını kırarak, Olimpos'taki Zeus'a inat.
Yunus balığı ve aslan burcunun gözetiminde,
Yıldızlar ve dolunay ağdırırken denize şavkını,
Saman yolu Ülker Yıldızı'nı taç yapmış,
O'nun safran sarısı özlem yolu saçlarına.
Avuçladım Akdeniz'in seni getirip götüren,
Med ve cezirini, mehtabın itirazına rağmen,
Damla damla aktı gözlerin ve bakışın,
Dokunamama yorgunu parmak uçlarımdan.
Ak köpükler oynaşarak sendeki rehineliğime,
Sayısız ahlarla patlıyor hişşşşşt diyerek,
Patlıyor ayak uçlarımda, hasretini ve gözlerini
Taşıyarak hüznüme, denizin serseriliğinde.
Ne desem ki sana Akdeniz "olmaz olaydın",
Sana her bakışımda ruhumun eridiğini
Hissediyorum, kasvetli bakır yakamozlarında.
Ey Akdeniz neden rengini aldın O'nun gözlerinden,
Oysa ben O'nun hayalinin görünmediği yerlerin,
Keşfine çıkmıştım, şiir çağrışımlarının ta ötesine.
Hey hat! Kıyında da buldu beni deniz gözleri,
Kurtuluş yok O'ndan, delililk işte böyle bir şey olmalı.
Eeee sonra mı? Sonrası ne olsun işte,
Kırgınım ben; Akdeniz'e Yumurtalık'a melteme,
Alay eden martılara, gözlerine, sana asla.
Var ol sen emi her güzellikte, sevgi ve sağlık,
Yüreğinin kapısında bekcilik yapsın.
Şiir sona erdi, aşk ta sona erdi şiire son artık,
Geriye sevgin kaldı, Akdeniz'in kumu ve tuzu gibi.
Yazdırdıkları
Kayıt Tarihi : 27.5.2018 02:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!