Birazdan köylüler kalkar seraya girer
sabah namazını takip eden zamanda
toprak ve ürün kokusu karışınca havaya
yapılan ibadetler o anda
yeryüzünde karşılık bulurlar
Akdeniz’de tuzla yenen ekşi eriklerin tadına
birazdan damaklarım sanki kavuşacaklar
Akdeniz’i seviyorum yaşamak kadar
Balıkçılar daha gün doğmadan açılacaklar
geldikçe Balıkçı Ali’nin oltasına
istavritler, pembe barbunyalar
ya nasip diyerek oltasını Akdeniz’e gönderecek vakitlice
övünen gülümseyişini örten bıyıklarını düzeltmeden önce.
balık kokusu, deniz kokusu ve
Nemrut’tan doğan güneşin ilk ışıkları karışınca
yapılan ibadetler Akdeniz’de karşılık bulacaklar
Birbiriyle oynaşan yunusları gördükçe
nasıl da mutlu olacak Fatma nine
en son dün gördüğü martılara attığı ekmekleri düşünüp
kocasından kalan en büyük yadigara baktıkça..
tam bir Akdeniz kadını idi Fatma nine
yemeklerinin tümü lezzetli, hakiki zeytinyağındandı
torunlarının tümüne isteseler
gözü gibi bakardı
Simitçi Hüseyin fırından yeni çıkan simitlerini dizerken
yaşama sevinci dolacaktı yüreğine
Akdeniz’in enginliği kadar…
biraz önce ayaklarını bileklerine kadar soktuğu bu serinlik
kendisini daha önceleri hiç tadamadığı kadar
özgür kılacaktı
Akdeniz demek özgürlük demek Hüseyin!
Hüseyin düşündü..
anlıyordu ki böyle zamanlarda
kendisi kuşlar kadar özgürdü
deniz kabukları görüyordu Hüseyin her yerde
Kim bilir kaç canlı
görebilmek için Akdeniz’in güzelliğini
kısacık ömürlerde ölümleri göze almıştı…
Kuşluk vaktine merhaba diyen bu dağ, bu börtü böcek
Balıkçı Ali, Fatma nine ve Simitçi Hüseyin
her biri Akdeniz’de yaşadı
ve muhtemelen sırf bu yüzden
denizi anlatan şiirlerden
her biri daha az zevk aldı
Kayıt Tarihi : 29.1.2007 20:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!